mihmanseyyah

Rehber- Sorgu

mihmanseyyah

İki yıl önce. İki yıl önce elime geçen o fotoğrafına baktığım an fotoğrafı çekerken bulunduğun şehri, semti, sokağı deli gibi  merak etmiştim. O şehirde,sokakta bulunmak istemiştim. Çünkü ben o kadar alışıktım ki senin sokaklarında izlerini arayarak gezinmeye. Buldum, fotoğrafın mekanını. Önceden bulunduğum bir şehirdi ancak o sokaktan geçmemiştim. İki yıl geçti. Çok şey oldu, çok şey bitti. İçimde ve sende,bir de hayatta. 
          Kader inanılmaz oyununu oynadı yine. Bugün o bulunduğun yerin tam noktasına kadar kesin konumunda bulundum. İşin ilginci aklımda bile değildi, bir an gözüm tabelaya takıldı onca dükkan içinde. Nokta atışı. İnanılmaz. İşin müthiş tarafı şu ki sadece ironiye güldüm, içten. Mutlu olduğum için değil çünkü artık sen yoksun içimde,hayatımda. Sadece bu tuhaf rastlantı gülüşü hak edecek kadar ince ince işlenmişti. 
          Mavi kuş derdim sana, içimde. Sen hiç duymadın. Hiçbir şeyi duymadın. Çok uğraştım duyurmak için ama sen ısrarla kulaklarını tıkadın ve yollarını kapadın. Kırıldı sesim. Varamadı hiçbir zaman sahibine. Sen yoksun, eski günler yok, anılar geçmişte, duygular geride kaldı. Bunu düşünmek ritmimi düzende tutuyor,iyi geliyor.
          Uzun yıllar boyu ben yoktum. Hayatımın merkezine o kadar çok insanı sığdırmaya ve o insanların hayatının çizgisine ufacık yaklaşabilmeye o kadar odaklanmışım ki kendimi unutmuşum. Dinlemeyi seviyordum; kelimeleri, diyalogları, hayatları, gülüşleri. Onların hiçbirinin arasında bana ait zerrecik yoktu. 
          Şimdi sokakta,evde, herhangi bir yerde kahkaham çınlatıyor ortalığı her gülüşümde. Gitarımın notaları sesimi melodiye döküyor, bedenim her yerde kendini var etmekten kaçınmıyor. Kendi sesimi dinlemeyi tüm seslerden çok seviyorum. Gürültülü, alçak, orta, sessiz, melodili, sembollü; sesimin her yansımasını. 
          Kendime söz, ömrüm boyu ruhumda hep yankısı olacak sesimin. En sevdiğim,en değer verdiğim hep kendi sesim olacak. Biliyorum ki o ses beni her koşulun içinde yolda tutacak. 
          
          

mihmanseyyah

Bitkinim, bitmiyor, berf-û baran katıyor bağrına bozgun kasırgalarım. Benzi solmuş bir hayattır bu damla damla kanayan. Soğuk duvarlar sarmalar sessiz çığlıklarımı. 
          Kara gözlerle mavi bakmak yetmiyormuş, gurbet kentlere sıla serperken kurak bir iklime savruluyor ruhum.
          Kimseye varamadan kırılıyor sesim.

mihmanseyyah

2016'dan bu yana yazdığım yirmi küsur şiiri okudum şimdi, yazdığım bazı mısralara aşık oldum? ;D Ne kadar ortaya karışık bir şair kılığındaymışım, bazen sembolist bazen toplumcu gerçekçi bazen romantizm kölesi... Kendimi izliyorum mısralara baka baka :d 
          İlk yazmaya başladığımda yalnızdım,ortaokul sonlarıydı. Okul çıkışı çantamı fırlatır bir şiir karalardım da yalnızlığıma iyi gelirdi. Sonra lisenin ilk yılı, aşık olmuşum... Deli gibi aşk şiirleri yazıyorum. Sonra bitiyor, ayrılık şiirleri başlıyor. Ondan sonrası toplumsal gündeme olan tepkisini şiirlerine yansıtmaya çalışan bir yavrucak. Devamında hangi durumu merkeze alıp yazdığım hakkında pek fikrim yok, ne zamandır yazmıyorum. Yazdıklarımı da sildim bir ara. Öyle böyle, bugüne geldik. Yine kalemi elime alasım var epeyce, bu defa da başladığım noktadaki ruh haline büründüm yine yalnızlık mızmızlıkları. 
          Gidip kardeşimin doğum günü pastasından yiyeyim, biraz nostaljik berfula listesinden müzik dinleyeyim. Belki Ali Atay damarım kabarırsa canlı tv de açarım :d Sonrası Allah kerim diyelim, maybe i could writing poems about ringing melodies on my head;again.

mihmanseyyah

Liseye geçiş sınavına hazırlanırken okuduğum bir Wattpad kitabının devam bölümlerini şu an üniversite sınavına hazırlanırken okuyorum. Sıcacık bir his uyandırıyor bende bu, canım Bol Köpüklü ve canım Nur Ötken. Wattpad'deki bazı yapıtlarla aramda çoğu insanın anlayamadığı bir ilişki var, ben büyürken bana eşlik eden muazzam bir zincir bu. Kitaplarla aramda bu denli güçlü bağlar kurabilmem benliğimin en sevdiğim yanı olabilir. Yaşama şevkim fevkalade arttırıyor. 
          Run girl, run. Then fly.