her yerde bin yıllık bir aşınma, solgun zaman kokusu. ne bir yağmur sesi çatılarda, ne camlarda yüzünden bir yansıma; ki düş kurabilsin odalar. meltemlerin dâhi suskunluk sürdüğü bir gecede, yıldızların yalnızlığından söz ettin bana. kâküllerine düşen çiy tanelerini topladım sabaha karşı, doğan günden kırmızılar sürdüm yanağına. saçının telinden tırnağının ucuna dek öptüm incelikle. bir yaprak ummanında hüzünlü bir sevinç verdin bana.