Daha 13 yaşında bir çok duygunun esiri olmuş bir kız ne yaşamış olabilirdi ki? Bir bedende bulunan bir çok ruh ne kadar sağlıklı olabilirdi. Bunu bile bile seçer miydi insan. Duygusuzluk insana ne kazandırıyordu da insanlar duygusuzluğu seçiyordu. Peki ben neden duygusuzluğu seçmiştim? Nereden geliyordu bu sabırsızlık? Ne bu tüm duyguların en üstünü yaşama seviyesi. Niçin tüm duyguları tatma isteği görüyor bedenim. Niye bu kadar sabırsız. Ve neden tüm duyguların doruklarını bu kadar çok istiyor bedenim. Hayır, bedenim aç ya da sabırsız değil. Bu başkalarının çığlıkları. Bu içimdeki aç ruhların haykırışları. Yemek arıyorlar, tıpkı bedenim gibi. Sizce bu ruhlar beslenmeli miydi? Yoksa sonsuz, mahkum açlığa mı bırakılmalıydı. Peki nasıl beslenebilirdi. Daha doğrusu ne ile? Evet, cevabı biliyordum. Cevabı çok iyi biliyordum. Duygu. Evet, cevap duygu. Bir çok ruhun içinde bulunan biri katildi; kanla beslenebilirdi. Bir diğeri duygusal. Katilin tam zıttı. İşte hakkımdaki gerçekler. Kimine tamamlanmamış bir cümleyi ifade etse de ben buydum zaten. Tamamlanmamış olan bendim.
- my location is my soul. because i got that fire in my soul.
- JoinedMay 1, 2016
Sign up to join the largest storytelling community
or
Story by minicikbirpapatya
- 1 Published Story
Ambilavans
82
5
2
"Gözlerini aç!" diye tekrar kadifemsi sesiyle komut verdi. Kalbim öyle şiddetli çarpmaya başlamıştı...