Bazen geliyor böyle alelade bir zamanda düşünüyorum. Bir suçluluk kaplıyor içimi susuyorum sonra sustuklarım konuşuyor benimle içten içe fısıldıyorlar bana yaptıklarımı daha çok susturuyorum devam etmek için yoluma, çığ gibi büyüyor tabi arkamda. Yavaş yavaş yürüyorum geçmişi sürüklüyorum, düşünmüyorum, büyütüyorum içimde sonra ne yapıyorum ha! susuyorum, konuşmuyorum, fısıldayışları susturuyorum. Sonra çığ gelmiyor benimle çekiyorum gelsin ama sussun diye. Gelmiyor gidiyorum ama gidemiyorum, artık yol alamıyorum ofluyor pufluyorum önüme bakamıyorum ve son bir kez çekiyorum çığ gibi büyüyen düşünce yığınımı üzerime, yığılışı ,altında kalışım tek on saniyeye sığıyor tabi. Bağırıyorum sesim ulaşmasın bana diye sussun artık iç sesim diye fısıldamasın,konuşmasın ,geçmişi hatırlatmasın diye ne yapsam olmuyor tabi. Dinliyorum çığ gibi büyüyen düşüncelerimi dinlemek de yetmiyor tartıyorum terazimde daha çok düşünüyorum düşündükçe kayboluyorum görünmez terazimde var mı bir çıkış diye hep aynı sonuç hep hiçsizlik hep bir eksiklik atmak istemiyorum tabi kalsınlar diyorum, atsam da unutamıyorum ,ya ben ne yapıyorum diyorum, ne atabiliyorum nede sevebiliyorum ,affetsem de olmuyor olmamış gibi yapsam da. Sonra şey sonra susuyorum pişman oluyorum olanlardan ve düşündüklerimden ne bir çıkış var ne bir kaçış sonra gel anlat diyorlar bana ama bilmiyorlar ben kendime bile anlatamazken kendimden bile saklarken tam her şeyi çözmemişken nasıl anlatabilirim bilmediğim bir şeyi nasıl bilmiş gibi anlatabilirim ya? Sahi nasıl bir şey bilmiş gibi yapmak ,nasıl bir şey kendini bulmak, kendini çözebilmek?