Daha birkaç saat öncesinde yola çıkarken yaşadıklarımdan dolayı herkese resti çektiğim ve dönüp bir kez bile arkama bakmadığım memleketimin yerle bir olduğu haberini, sıçrayarak uyandığım bir otobüs koltuğunda aldım. Nefesim kesildiğinden düzensizleşen kalp çarpıntımı geçirmek için derin derin nefesler alırken otobüsteki bir kadının feryadıyla anladım kötü bir şey olduğunu. O an yaşadığım çaresizliği yazmaya çalışsam herhangi bir kelimeye denk olmaz. Aileme, dostlarıma ulaşmaya çalışırken hissettiğim korkuyu anlatmaya çalışsam kelimeler yetmez. Şu an ailemle bir aradayım çok şükür ama(bu bağlacı kullanmak beni utandırıyor) memleketimin, her köşesinde yer edinen anılarımın bir anda yok oluşu, birlikte büyüdüğüm insanları kaybetmem çok ağır geliyor. Bazen nasıl hissedeceğimi şaşırsam da akışına bıraktım her şeyi. Her günümüzü planlayarak yaşadığımı fark ettiğim bu dünyada kafama taktığım şeylerin aslında gereksiz bir uğraş olduğunu, gururumu her şeyden önce tutmamın anlamsız bir çaba olduğunu fark ettim. Hayat hüzünler için küslükler için çok kısa. Dilerim ki insanlar bunu ağır şeyler yaşamadan fark ederler.