Ayçiçekleri tarlasında, bir müzik eşliğinde dans ederken, yanıma sinsice yaklaşan yılanı hiçte fark edememiştim. Ruhum öylesine doluydu ki, fark etmem çok geç olmuştu. Artık yılan bacaklarımdan yukarı sürünüyor, boğazıma ulaşmaya çalışıyor. Gözlerimi kapattım ve olduğum yerde kaldım. Belki de ölüm, sadece bedenime yaklaştığı için artık mutlu olmalıydım. Ruhum eşi görülmemiş bir ölümü tatmıştı çünkü.
Yılan, kalbimin tam ortasında bir delik açtı. Sinsice girdi içeri ve sonra zehrini saldı, bu bedenimi çok yaktı. En sonunda, vücudumda, organlarımda, hatta kalbimin tam ortasında dolanmaya başladı. Artık ondan kaçamayacağımı hatta bir bütün olduğumuzu düşündüm. Öyle olmuştu zaten, ruhum ölmüş tahtını sinsi bir yılana bırakmıştı.
~sena