Aldığımız şehit haberlerinden dolayı bu haftalık bölüm paylaşmayacağım umarım anlayışla karşılarsınız
Elimden geldiğince uzun bir bölüm yazmaya çalışacağım ve size küçük bir alıntı bırakacağım.
Adımlarım gitgide hızlanırken elindeki telefona baktığı için beni göremiyordu. “Ekin.” Yanına yaklaşmamla seslenmem bir olurken, kafasını kaldırıp bana baktı.
Elini bana doğru uzattığında ona tutunarak parmak uçlarımda kalktım ve sarıldım. Kısa sarılma seansımız hızla son bulurken, “Hoş geldin.” diyerek geri çekildim.
“Hoş buldum ama senin topuklular artık işe yaramıyor gibi.”
“Hayır bence sen uzadın.” Topuklularıma laf ettirmezken, “Sen neden buraya geldin?” Merakla sorduğum soruya
“Rahatsız mı oldun?”
“Hayır ondan değil yani çekim alanına geldin. Bu saatte hemde. Kulüpte işin yok muydu?
“Sonra konuşuruz dedin.”
“O yüzden mi geldin?”
“Ama işlerin?” Kafasını eğerken yüzünden fazlasıyla şirin bir gülümsemeyle bana baktı ve kafasını salladı. “Bugünün işlerini biraz yarına bıraktım.”
“O bugünün işinin yarına bırakma değil miydi?” Düşünceli bir şekilde içimden geçirdiğim sözleri dışarı vurdum.