İçimizde bir yerde buruk olan her his birgün kendini bulunduğu bedene zarar vererek imha etmeye mecburdur, buruk mutluluklar, buruk heyecanlar, buruk üzüntüler, buruk şaşkınlıklar... her biri kendi rengiyle içimizde yaşar yaşar yaşar ve sonunda her ne olduysa parlayıverirler. Hem de öyle bir anda olur ki bu değişime şaşıl kalır insanevladı. Kendini var edemeyen her duygu bir hastalık olarak döner sahibine, bir tür intikam alır gibi, görmezden gelinmeyi sindirememişçesine. Haklıdır esasında, yok sayılmak, hor görülmek belki itilip kakılmak bunların elbet bir bedeli olmalı özünde.