Kafamın içi adeta bir uzay. Duygularım, her dakika bulunduğu gezegeni değiştiriyor. Bazen bir bakarsınız Küçük Prens'in yanındayım, bazen de Çılgın Şapkacı'nın. Bazı minik kuşlar, yıldızlara kemanlarıyla resital verirken, bazıları şarkılar söylüyor. Huysuz Şirin basıyor aniden ortalığı, herkesi dağıtıyor bir kenara. Sonrasında bir köşeye siniyor. Darwin gibi saf balıklar yüzüyor yıldızların arasında. Dikkatsizlikleriyle çarptıkları yıldızları, bir bir yerlerinden ediyorlar.
Bazen tam bir Drama Queen, bazense kendisine hakim olamayan bir hiperaktife dönüşürüm. Bir anda kendimi tüm enerjim sönmüş bir halde uyurken bulurum. Neşemle sizi güldürürken bir anda yüzlerinizi düşürebilir, bazen de ağlatabilirim. Çok hızlı değişen ruh halimle sizi şaşkına çeviririm.
Gelin, bu değişken eğlenceli ruh halime sizde ortak olun. Beraber dondurma arabasını kovalayalım yada zillere basıp kaçalım. Kışları camlara kar topu atalım, yaptığımız kardan adamımızın burnuna havuç takalım. Bir bahar akşamı yağan yağmurun altında çılgınlar gibi koşup eğlenelim. Bir sonbahar günü, yumak yumak yaptığımız yaprak destelerinin üzerine atlayalım. Yada yaz akşamlarının vazgeçilmezi olan fıskiye altında oyunlar oynayalım. Bazen ağlayalım, bazen de gülelim. Var mısınız benimle bu eğlenceli maceraya? Eğer sizde benimleyseniz, kapı her zaman sizlere açık, lütfen çalmadan giriniz.
Kısaca Row diyiniz efenim...
•••
16/Ankara
- JoinedMarch 17, 2015
Sign up to join the largest storytelling community
or