monroesuez

Bügün sakin olacağım diye başlayıp her dakika küfür edip sinirleniyorum. 

kookmajk

horoza karabiber ver saldırganlaşır sonra da keserler yersin misss
Reply

monroesuez

Katlanacağım insanlar ve salak saçma işleri düşününce daha çok sinirleniyorum.
          	  Biri de horoz besliyor, hiç susmuyor. Çenesinin bağına yapayım horozunda onun da götünde ötsün. 
Reply

monroesuez

Sinir hastalıklarına mı gitsen diye tavsiye vereni ben, neyse sakinim. 
Reply

monroesuez

Bügün sakin olacağım diye başlayıp her dakika küfür edip sinirleniyorum. 

kookmajk

horoza karabiber ver saldırganlaşır sonra da keserler yersin misss
Reply

monroesuez

Katlanacağım insanlar ve salak saçma işleri düşününce daha çok sinirleniyorum.
            Biri de horoz besliyor, hiç susmuyor. Çenesinin bağına yapayım horozunda onun da götünde ötsün. 
Reply

monroesuez

Sinir hastalıklarına mı gitsen diye tavsiye vereni ben, neyse sakinim. 
Reply

monroesuez

1.52'

monroesuez

Temmuz ayında açan çiçekler, şimdi baktığımda yavaşça solarak öldü.
            Bizim aşkımızın devam etmesini beklemek aptalca olurdu, değil mi? 
Reply

monroesuez

monroesuez

Bazı şarkılar, sahil kenarındaki mavi masasındaki rakı içerken akşam sohbetlerini  hissettirir, denizin o melodisini saçlarının hafifçe savrulmasını.... Kumların içinde ayaklarının kaybolmasını, bedeninin güneşten yanmasını. 
Reply

monroesuez

monroesuez

Senin güzelliğinin bedeli, canımsa o da zaten senindi, al Firuze. 
Reply

monroesuez

Firuze ; bazen nazlı bir çiçeksin, bazen siniri gözlerinden belli olan volkan, güzelliği ile baharları kıskandıran, ışığı ile yıldızları imrendiren, uzun saçlarının savrulması ile rüzgari bile geride bırakan beni benden alan, dayanılmaz güzellikte olansın. 
Reply

monroesuez

monroesuez

Sonra benim sevgimi fark ettiğinde eski beni göremedi. 
Reply

monroesuez

Müzeyyen sevilmeye alışıktı, benim sevmeme de alıştı ama sevmeye alışık değildi. O yüzden bir gülüşü ile geldiği gibi bir gülüşü ile gitti. 
Reply

monroesuez

Müzeyyen hiç flört etmiyordu. Gözlerini kaçırmıyor, heyecanlanmıyor, dili sürçmüyor, dudaklarını ısırmıyor, kendinden bahsetme konusunda en küçük bir heves göstermiyordu.
Reply

monroesuez

monroesuez

Ve başaklar artık hüzünle filizlenmiş Maryam'ın hüzünlü gözlerine bakıyordu. 
Reply

monroesuez

Maryam huzurla uyuyordu, ertesi gün güneşin yüzüne vurması bekliyordu. Babasının güven veren elini tutarken buğday tarlalarında ellerini huzuru bulmuş gibi dolaştırmayı bekliyordu ama gözlerini açtığında güneşin eski sıcaklığı, huzuru, buğday tarlalarının güzelliğini yitireceğini ve çocukluğunun öleceğini bilmiyordu. 
Reply

monroesuez

monroesuez

Ve sadece derinlerde kaybolmuş "sensiz bir hiçlik" olurum. 
Reply

monroesuez

Tablonun arkasında senin resminin olduğunu içimdeki sen biliyorsa, kapatsam ne olur? Resimlerini parçalayıp atsam da gülümsemen ezberimdeyse, kokun hâlâ burnumun ucundaysa unutmam kolay olur mu? 
Reply