morpheis

Sahi gözlerin çok güzel. Boğulduğum okyanusları hatırlatıyor; çok derin, çok karanlık. Bu kâbus aslında, en güzelinden. Tenine sinmiş sigara kokusu kadar hiçbir şey cezbedici gelmiyor. Tütün, sarı filtre o narin ellerinden dudaklarının ucunda sanki bana yanıyor, kasvetli gözlerinden binlerce oyun perdesi geçiyor. Bakışlarında şiirler, dudaklarında satırlar hece hece, bir şeyler anlatıyor. Her şey her şeyi bitiriyor, diyor. Nefesin benim intihar ipim. Senin haberin olmuyor.

morpheis

Sahi gözlerin çok güzel. Boğulduğum okyanusları hatırlatıyor; çok derin, çok karanlık. Bu kâbus aslında, en güzelinden. Tenine sinmiş sigara kokusu kadar hiçbir şey cezbedici gelmiyor. Tütün, sarı filtre o narin ellerinden dudaklarının ucunda sanki bana yanıyor, kasvetli gözlerinden binlerce oyun perdesi geçiyor. Bakışlarında şiirler, dudaklarında satırlar hece hece, bir şeyler anlatıyor. Her şey her şeyi bitiriyor, diyor. Nefesin benim intihar ipim. Senin haberin olmuyor.

morpheis

Çarşafın altına giydiği kalın kazak kaburgalarını iç içe geçiriyordu. Bu yüzden zor nefes alsa da hızlıca geçti çarşının içinden. Birbirine bitişik binaların dar sokaklarında dönen her türlü oyunu görmezden geldi. Çocukların çevirdiği topaç kadar masumları da, iri kıyım adamların el altından uzattığı silahlar kadar dehşetlileri de. Yorulunca yıkık dökük bir evin çıkıntısına yaslandı. Verdiği nefes havada asılı kalıyor, dalların üstünden uçuşan kar taneleri gibi yere iniyordu.

morpheis

o küçücük dal bile canına kastetmişti bu kadının. Önüne çıkan her şeyi iteleyerek bitirdiği yolun sonunda, işlemeli siyah bir demir kapının önünde durdu. Yanan boğazını tutarak acıyla yutkundu ve kapıyı çaldı. O an kaburgalarını sıkıştıran şeyin kazak değil de korku olduğunu anladı.
Reply

morpheis

Bir ses duydu. Sıçradı. ''Ablam be, abla be,'' diyen kirli bir el uzandı önüne. Başını eğip hızlıca yürümeye devam etti. Doğduğundan beri koşturduğu sokaklarda bir yabancı gibiydi. İçinin huzursuzluğu yerdeki dal parçasına bile sirayet etmiş,
Reply

morpheis

Bizim yaradılışımızın ne kadar eksikleri olduğunu biliyoruz; Tanrıları bize benzer tasarlamak, onları bizim gibi arzuları, öfkeleri, kinleri, hazları, ölümleri, mezarları olan birer varlık olarak düşünmek insan düşüncesinin bir sarhoşluk zamanına rastlamış olsa gerektir.

morpheis

//Lucretius
Reply

morpheis

Quae procul usque adeo divine ab numine distant,
            Inque deum numero quae sint indigna videri.
Reply