Hayat bir boyadan ibaretti zaten. Her insana belirli renkler veriliyordu. Ve insanlar o renklere göre hayatlarını boyuyorlardı. Sanırım... şimdi anlıyorum. Benim boyalarım elimden alınmıştı. Ve boya kutumda sadece üç renk kalmıştı. Siyah, beyaz ve gri...
Bu üç renkle gökkuşağı nasıl çizilirdi ki. Bütün renkleri yansıtan beyazdan mı, yoksa bütün renkleri yutan siyahtan mı elde edecektim gökkuşağını. Yoksa sadece griyle mi yaşayacaktım?
Boyalar elimde. Hayatımın defteri önümde. Özgür bir rüzgar benden bağımsız çeviriyor sayfalarımı. Bomboş sayfalar akıp gidiyor önümde.
Karar benim tercih senin bu sayfaları beraber çevirmeye ne dersin?
Sükut-u vaveylâ adlı hikayem sizleri bekler.