yıldızların altındayız. bana sürekli havanın ne kadar soğuk olduğunu söylüyorsun ama ben kızgın ateşin önünde can çekişiyormuşcasına yanıyorum. inanmıyorsun.
sana sarılmak istediğimi söylediğimde kolların ince belimi bir böcekmişçesine kavrıyor. hissettirmiyorsun, eskisi gibi güzel hissettirmiyorsun.
yıldız kayıyor diyorum, o sadece bir uçak diyorsun. heveslerimi kırıp paramparça ediyorsun. inanmıyorsun, bana hiçbir zaman istediğim derecede inanıp güvenmiyorsun ve bu beni kırıyor.
sürekli kırılıyorsun diyorsun, o hâlde kırma beni dediğimde ise beni en ince camdan yapılmış bir şarap bardağıymışçasına duvara fırlatıyorsun.