before sunrise, 1995 //
sanrılar içindeyim
kapkara kirpikler melek yüzlü sevgilim kadehime dökülsün gözyaşların şu badem gözlere bakın her şeyimsin benim şekerparem muzlu sütüm
her an seni sayıklıyorum hayallere dalıyorum ilanı aşk ediyorum işte kalbimdekileri bilesin diye
bilmiyorsun nereden geldiğimi bilmiyoruz nereye gittiğimizi takıldık hayata nehirdeki dallar gibi akıntıya tutulmuş gidiyoruz ben seni taşırım sen de beni işte böyle olabilirdi tanımıyor musun beni hala tanımıyor musun beni
before sunrise, 1995 //
sanrılar içindeyim
kapkara kirpikler melek yüzlü sevgilim kadehime dökülsün gözyaşların şu badem gözlere bakın her şeyimsin benim şekerparem muzlu sütüm
her an seni sayıklıyorum hayallere dalıyorum ilanı aşk ediyorum işte kalbimdekileri bilesin diye
bilmiyorsun nereden geldiğimi bilmiyoruz nereye gittiğimizi takıldık hayata nehirdeki dallar gibi akıntıya tutulmuş gidiyoruz ben seni taşırım sen de beni işte böyle olabilirdi tanımıyor musun beni hala tanımıyor musun beni
işte, küçük amélie. sizin kemikleriniz camdan değil. hayattan darbe alabilirsin ama bu şansı kaçırırsan senin kalbin benim iskeletim kadar kuru ve kırılgan hale gelecek. haydi, ne bekliyorsun? tanrı aşkına!!
neden ağlandığımı bilmiyorum diyorsun çünkü bir şeyler değişiyor içinde kendini ikna etmiyor düştüğün boşluk bildiklerin başkalaşıyor gözlerinin önünde yabancılığı öğreniyorsun
gece söndürür hayalet olmaya yetmeyenlerin ışığını güçlü olmaya benden daha çok ihtiyacın var çünkü haksız olduğunu kalbinin bir yerinde biliyorsun gündüzün kepenklerinde duyduğun güven çelimsiz gölgelerin fısıldadığı küçük sırlarla büyüyorsun