Hayat çok mu uzundu yoksa yaşamayı bilene mi kısa gelirdi?
Bunun cevabını ne yazıkki hicbir zaman alamayacağım. Hayat bana göre değersiz bir kavramdı. Acı ile yaşayıp son nefesini bir hiç uğruna verirdin. Bu yüzden hayattan bir beklentim yok.
Geleceğim hakkinda bir fikrim yok. Hayat ben her defasında ayağa kalktıkça seve seve bir daha tekmeleyip beni yere savunuyordu. Ben bundan biktim. Ayağa kalkacak gücü kendime bulamamaktan, ayağa kalktikcada tekrardan yere düşmekten bıktım.
İçim, koca gökyüzünü derinden bir huzune bogucak kadar karardı. Bu hüzün yaşım ilerledikçe, anlamaya başladıkça daha da kuvvetlendi. Bu, bu işin sonunu göremiyorum artık. Bana ne olacagini,hayatımın nereye kaydığını,annemi,babamı,ailemi,sevmedigim ama bir o kadar da merak ettiğim kişileri...
İnancımı kaybetmeye başladım hayattan umudu kestikçe. sanki benle dalga geçercesine oynuyordu hayat . Bu oyun beni yormaya başladı. Gücümün nereye kadar varacagindan emin değilim. Bu, bu tarifi verilemez kaygının beni yok edeceğinden endişeleniyorum. Her gece başımı yastığa koydugumda sonumun ne olacağından, nasıl böyle kötü bir insana dünüştüğümü sorguluyorum.
Insanlardan nefret ediyorum, başta kendim olmak üzere. İçten pazarlıklı, ikiyüzlü , yalancı, ve daha nicesi dolu etrafimda. Nasıl başa cikacagimi bilemiyorum. Bilmiyorum çünkü bana kimse öğretmedi. Gerçi hayatın bu kadar boktan bir yer olduğunu da yeni öğrendim diyebilirim.