Elimize o Leyla'nın kanser olduğu, tedavi olması gerektiğini, tedavi çeşitlerinin anlatan kağıt geçtikten 9 ay 22 gün sonra garip bi gün gelip çatmıştı. Aylar sonra Leylayla ilk defa ayrı ayrı şeylerle meşguldük. Onu yıkıyorlardı. Yatağı beyaz çarşaf kaplı değildi o gün, griydi. Metaldi ve soğuktu. Kapıda yoğun bakım değil de, morg yazıyordu. Sonrası selam işte. Sonrası musalla taşı. Sonrası cenazesinin namazı Leyla'mın. Sonrası cenazesi Leyla'mın.
Sonrası toprak. Sonrası toprak. Sonrası toprak.
Leyla beynimin şarjörlerini boşalttı o gün şehrin tüm silahlarını. Acıttı Leyla.
Leyla, seni benden aldılar. Yarab çiçeğimi kopardın. Leyla iyi değilim. Şimdi annen saçlarını kanser hastalarına peruk olsun diye kestirip bağışlayacakmış. Öğrendiğimde dokundu biraz bana. O yüzden yazdım bu kadar. Senin öldüğün gün, tarayacak kadar bile saçın yoktu Leyla.
Leyla, Özlüyorum.