Geçmişteki ben,
Sonunda, "Geçti." dedin sen. Sonunda. Zamanında dünyan başına yıkılıyorken yine de ona bir zarar gelmesin diye kalbini korumuştun, dünyanı sarsan eller ona aitken. Göz pınarların yaşlıydı çoğu zaman ve gülüşlerin zihninin tehditi altındayken sana mutluluğu tattıramazdı hiçbir zaman. Büyüdün, yalnız uzuvlarınla değil düşüncelerinle de. Kalbinde bitiremediğin de ansızın geceleri kafanda biterdi. Ve bilirsin bazı şeyler kafada biter. Bitirdin. Ama bil ki bu bir yarış değildi, bu kadar koşmamalıydın. "Yavaş yavaş çıkacaksın bu merdivenlerden." Basamakları atlamamalıydın. Şimdi olduğun yerde sıkışmış hisseder ve kalbindeki yangını nasıl söndüreceğini bilemezsen, kalbini O'nun oradan kayıp gideceğinden korkmadan denizlere açmayı öğren. Anlamalısın artık, o senin sularında yüzmek istemiyor. Hiçbir zaman da istemedi. Sadece senin o ışıltılı manzaranı ne kadar çok sevdiğinden bahsetti ve eli yosunlarına sarıldığı an senden vazgeçti. Şu an hâlâ bir yerlerde yere çökmüş ağlıyorsun, biliyorum. Kendini yetersiz ve değersiz hissettiren ne varsa şimdi kalk ve çöpe at, çöpü de evden çıkartmayı unutma sakın. Ben burdayım, çok uzakta değil. Aramızda dağlar denizler yok, bir düşünce kadar uzağındayım. Düşün, neden ağlıyorsun? Çünkü buna akıl erdirebildiğin an gözyaşlarına kendin mâni olacaksın.
-Ş
Geçmişteki kendime not.
(Gözyaşların tüm sayfayı ıslatmadan okumalısın.)