namlusuz

Kırmızı bir kuştur soluğun
          	Kumral göklerinde saçlarının
          	Seni kucağıma alıyorum
          	Tarifsiz uzuyor bacakların

namlusuz

Kırmızı bir at oluyor soluğum
          	  Yüzümün yanmasından anlıyorum
          	  Yoksuluz gecelerimiz çok kısa
          	  Dört nala sevişmek lazım
Reply

namlusuz

Bir çiçeği koparmadan koklamayı bilmiyorsunuz bayım.
          Bir kadınla sevişmeden sevmeyi,
          Dövüşmeden barışmayı.
          Siz insan olmayı hiç denemediniz bayım?
          Ne güneşin küfür yemediği kaldı sizden ne yağmurun.
          Çamurun içinden çıktık diyorsunuz ya hani,
          Siz o çamuru bile kirlettiniz bayım.
          Sanıyorsunuz ki dünya sizin etrafınızda dönüyor,
          Ama sadece sanıyorsunuz bayım.
          Yaşıyorsunuz ama yaşattığınız kaç umut kaldı elinizde.
          Dilinizde hep aynı pelesenk olmuş kelimeler.
          Kaç kitap okudunuz bayım?
          Kaç güzel cümle çıkar ağzınızdan?
          Kaç defa anlamaya çalıştınız kendinizi?
          Yüzünüzü mosmor eden koca bir yalnızlığınız var,
          Ama göremiyorsunuz.
          Burnunuzun ucundayken doğru olan,
          Siz kolayına kaçıyorsunuz.
          Yanılıyorsunuz bayım çok yanılıyorsunuz.
          Yok saydığınız her şey sizi çoktan unuttu.
          Kim bilir kaç saksıyı kırdınız?
          Kaç çiçeği kuruttunuz?
          Siz papatyaların sadece yapraklarını koparmayı sevdiniz bayım.
          Dinlemeden konuşmayı, anlamadan anlatmayı,
          Sevmeden sevilmeyi istediniz hep,
          Bilmiyorsunuz bayım,
          Ben acıdan şiirler yazıyorum.
          Kandan duvarlar örüyorum beynime,
          Sırf duymamak için o kibrinizi,
          Kalbimde çocuklar büyütüyorum, evimde çiçekler.
          Ben sizin sevmediğiniz her şeyi seviyorum bayım.
          Sokakta tekmelediğiniz köpekleri,
          Nankör ilan edip küfrettiğiniz kedileri,
          Ayaklarınızla ezdiğiniz karıncaları,
          Yağmuru, 
          Güneşi,
          Kadınları,
          Sizin o hor gördüğünüz herkesi,
          Her şeyi seviyorum.
          Ben aykırıyım bayım!
          Ama her şeyden önce insanım,
          Ve vicdanımı henüz bir darağacına asamayanlardanım.

namlusuz

Ben aykırıyım bayım.
Reply

venicens

şiir kitabı gibi pano

namlusuz

Bekliyor olacağım, keyifli okumalar.
            @venicens  
Reply

venicens

@namlusuz teşekkür ediyorum, okuduktan sonra buraya yazmak isterim
Reply

namlusuz

Serenad'ı öneririm o hâlde. Severek okumuştum, umarım aynı duyguları paylaşırız.
            @venicens  
Reply

namlusuz

70'lerde olsak bir sürü plak alırdım sana, 80'lerde açık hava sinemasına götürür, izledikten sonra muhallebi ısmarlardım. 90'larda mahallenin bütün güzel misketlerini kazanır dökerdim avuçlarına, 21. yüzyılda nasıl sevilir inan ki bilmiyorum. İçim ısınmadı bu yüzyıla, bağışla.

namlusuz

Sahi neydi bu yaşam döngüsü? Doğmak, büyümek, yaşlanmak ve ölmek. 1 2 3 ve 4. Saydığımızda her şey bu rakamlar kadar basit aslında. Kayboluşlara ait bizleriz belki de. Hatta ruhlarımız bence. Bedenlerimiz neyi simgeliyor ki? Basit bir güzellik algısı ve seni ölene kadar destekleyecek olan ego. Ama ruhlar öyle mi? Güzelliğine kendini teslim edebileceğin en sağlam varoluşsal kanıtlardan. 
          Bir bedene aşık olmaktansa bir ruha aşık olmak... Sanırım bütün sancıların tek ilacı.

namlusuz

Bedenler aracıdır sadece. Görülemeyip hissedilenleri desteklemek için ki bu yaşam döngüsünü anlamlandırabilsin.
Reply