DEVRİM

Sevgi emekmiş,
          Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş…

uzaktan seviyorum seni
          kokunu alamadan
          boynuna sarılamadan
          yüzüne dokunamadan 
          sadece seviyorum
          öyle uzaktan seviyorum
          elini tutmadan
          yüreğine dokunamadan
          gözlerine dalıp dalıp gitmeden
          şu 3 günlük sevdalara inat
          adam gibi seviyorum
          öyle uzaktan seviyorum
          yanaklarına sızan iki damla yaşı silmeden
          en çılgın kahkahalarına ortak olmadan
          en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan
          öyle uzaktan seviyorum
          kırmadan,dökmeden,parçalamadan,üzmeden,ağlatmadan
          uzaktan seviyorum
          ya..
          ölünce sevemezsem seni

henüz yolun başında solup giden baharım

senin gözlerin başkasına ışıldamış, o gamzelerin başkasının gülüşü uğruna çıkmış, öpmeye kıyamadığım kirpiklerini göz göre göre ıslatmışlar, okşamaya doyamadığım saçlarını başkası için kestirmişsin
          sen de haklısın,artık bu kollar seni saramaz..

gel yine faili meçhul

ulan bende bir fotoğrafın var, onda da başkasıyla gülüyorsun

haydi kalk gidelim bu şehirden

''you never touch my soul again''

okşamaya doyamadığım saçlarını gözünü kırpmadan koparmaları

'Kısacık yoğun bir akşam
          herkesin yüzünün bir anıya karıştığı
          yoğun bir akşam
          bana bir memur gibi davrandılar hastanelerde
          ve bir intihar üstüne söylenti
          bütün kıyıları dolaştı durdu
          kısacık bir akşam
          
          Kısacık serin bir akşam
          kelebeklerin atlarla yarıştığı
          yoğun bir akşam
          bazı mektuplar damgalandı postanelerde
          oturuldu bir takım şarkılar söylendi
          bir adam bir kadının kapısını vurdu
          kısacık bir akşam
          
          Neyi söylesem bir kahramanlıktı
          içinde azıcık buluştuğumuz
          bir bulutla bir kağıt peçete arasında
          kısacık yoğun bir akşam
          şaşırdım hüznümü nerelere bıraksam
          bir yanda kasıklarımın sarsılmaz gücü ve
          kısacık yoğun bir akşam
          
          Her şey bir unutkanlıktı
          arada bir deliler gibi kavuştuğumuz
          tüfekle vurulmuş bir parsın yarasında
          kıcacık yoğun bir akşam
          biliyordum bir soğuktu nereye varsam
          bir yanımda bir el bir yanda vazgeçilmez bir sancı ve
          kısacık yoğun bir akşam.
          
          Kim karıştırdı gerçekliğine
          yaşadığım sonsuzluğun
          ve oturuldu bir takım şeyler söylendi
          imla kurallarıyla mutsuzluk üstüne
          kısacık bir akşam
          duraladım ne yapsam
          
          Kim karıştırdı gerçekliğine
          su terazilerindeki ensizliğin
          ve fotoğraflar çekildi ben çıkmadım herkes eğlendi
          araba vapurlarıyla denizsizlik üstüne
          kısacık bir akşam o kadar kısa ki bir akşam
          
          yüzümü suyun ardında buldum
          kıyılar bu yüzdendir öyle dediler
          kısacık yoğun bir akşam
          serin bir akşam öyle söylediler...
          
          -Turgut Uyar