Acıları içinde boğulmalı adam. Bile bile denizde yanmayı. Ne ironidir ki , ateşte yanacak iken o denizde bile yanıyordu.deniz ona haramdı . Ama yinede boğulmayı seçiyordu adam. Çünkü , boğulsa bile vazgeçmiyordu. Çünkü bardak kırılsa bile , su içmeyi bırakamaz insan. Boğulmak güç veriyordu adama . Acı veriyordu. Ama yinede her seferinde denizini seçiyordu adam .seviyordu adam. Denizin , hırçınca kıyıya vuran dalgalarını seviyordu, soğuk sularının içinde sonsuzlukta kaybolmayı seviyordu. Çünkü biliyordu ki. Denizi de onu seviyordu. Ay ışığında , üzerinde olan küçük balığı seviyordu deniz . Deniz, üzerindeki balığı boğuyordu. Çünkü korkuyordu deniz. Bir gün balığının kendi sularında kaybolmasından .
Ama şöyle bir gerçek vardı ki"
"Deniz ne balıksız ; hırçın dalgalarını kıyıya bırakıyordu, ne de balık denizsiz kendini sonsuzlukta buluyodu . Aslında ikisi de birbirini tamamlıyordu. "
Kırık yıldız"minik bir alıntı"**