MAĞLUP alinti
Gözlerimiz birbirinden kopmazken, nefesim boğazıma takıldı. Gözyaşlarım ardı sıra eskilerini takip etti.
Zayıflamıştı, gözlerinin içindeki kılcal damarlar çatlamıştı, sakalları uzamıştı, saçları alnına düşüyordu.
Hıçkırıklarımı tutamadım, çökmüş gibi görünüyordu.
“Ali,” dedim hıçkırarak. “Ali.” Sesim titredi, ayaklarımın altındaki zemin sallandı, dünya koptu avuçlarımdan.
Ali sesli bir soluk aldı. Hemen yanında onu tutan iki polis görevlisine rağmen dimdik baktı gözlerime.
“Ceylanım.”
Aramızdaki mesafeyi kapattı. Hıçkırıklarım boğazlarıma tıkanırken yanındaki polisler bana gelişini engellemeye çalıştı ama durduramadılar onu.
“Ali!”
Uzandı, kelepçeli kollarını başımdan geçirip sıkı sıkı sarıldı.
Zaman bizi o noktaya kilitledi, bir adım ileri gidemedik. Kokusu burnuma dolarken gözlerimi kapattım. Polis görevlileri onu çekmeye çalışırken de, o bana sımsıkı sarılırken de…
“Ceylanım,” dedi Ali haftalar sonra, hiçbir şey değişmemiş gibi.