obsession4tae

bazen böyle şeyler olduğunda sen de ne yapacağını bilemiyorsun biliyorum. bana da olmuştu ondan alabiliyorum o ağzındaki kekremsi tadı. bak ne diyeceğim, sigarayı balkonda içelim. çayı sen demle. ben bir şiiri üç kere daha okuyayım, sen de uyumadan karartma çehreni ve böyle şeyler olduğunda -ki olur her zaman- bana katıl olur mu bul beni lütfen. daha da saklanmam yaşamaktan. bu cümleyi seviyorum, çok seviyorum. bana katıl beni bul, çünkü yaşamak arzusu beni gömlek cebine sıkıştırmadan önce akşamları düzenli olarak caddeler boyu yürüdüm durdum. berbat kahveler içtim, alkolü azıttım ve yürüdüm durdum sen buralarda değildin. sen buralara henüz gelmemiştin. inanır mısın dünya yine böyle bir yerdi. ben henüz dünya böylesine böyleyken buna benzer bir şeylerin bahtsızlığına karşı savaşmış ve tüm kemiklerini dayak yerken kırdırmış çocuklardan öğrenmemiştim böyle zamanlarda nasıl nefes alındığını ve yeterince sabırlıysan insan ciğerinin de günün birinde çocuk bayramları ilan edebiliyor oluşunu; çok korkmuştum. çok korkmuştum neler neler geçmişti aklımdan annem duysa çok korkar ama artık gerek yok bunlara. nefes alabiliyorum ve görsen keşke nasıl nefis nefesler. keşke bir nefes alabilseydim senin yerine ve her şey mükemmel olurdu ama artık buna da gerek yok! bak, bunlar güzel günler. her şeyin mükemmel olma zorunluluğu kalmadı, kardeşim okula başladı, seninle uyudum ve üstüne üstlük seninle uyandım. bunlar güneşli günler bana katıl lütfen hepsi istemekle başladı. inanmaya başlayınca dünya katlanılan bir yer olmaktan çıktı, o kat kırışıklıkları dümdüz oldu. nasıl güzel gülümsedim, keşke görseydin. yalnızken çok heyecanlanıyordum değişti her şey. evet, burada teşekkürler sana ey yaşamak, nasıl da netleşti tüm görüntü. bak işte tam olarak bunu bozacak bir şey yapmamalıyım. çünkü yaşamak arzusu beni buldu, sonra sana rastladım. şu tesadüfe baksana. zaten rastlamasaydım bir terslik var sanardım. bir rastlantı insana neler katar şaşarsın.

obsession4tae

bazen böyle şeyler olduğunda sen de ne yapacağını bilemiyorsun biliyorum. bana da olmuştu ondan alabiliyorum o ağzındaki kekremsi tadı. bak ne diyeceğim, sigarayı balkonda içelim. çayı sen demle. ben bir şiiri üç kere daha okuyayım, sen de uyumadan karartma çehreni ve böyle şeyler olduğunda -ki olur her zaman- bana katıl olur mu bul beni lütfen. daha da saklanmam yaşamaktan. bu cümleyi seviyorum, çok seviyorum. bana katıl beni bul, çünkü yaşamak arzusu beni gömlek cebine sıkıştırmadan önce akşamları düzenli olarak caddeler boyu yürüdüm durdum. berbat kahveler içtim, alkolü azıttım ve yürüdüm durdum sen buralarda değildin. sen buralara henüz gelmemiştin. inanır mısın dünya yine böyle bir yerdi. ben henüz dünya böylesine böyleyken buna benzer bir şeylerin bahtsızlığına karşı savaşmış ve tüm kemiklerini dayak yerken kırdırmış çocuklardan öğrenmemiştim böyle zamanlarda nasıl nefes alındığını ve yeterince sabırlıysan insan ciğerinin de günün birinde çocuk bayramları ilan edebiliyor oluşunu; çok korkmuştum. çok korkmuştum neler neler geçmişti aklımdan annem duysa çok korkar ama artık gerek yok bunlara. nefes alabiliyorum ve görsen keşke nasıl nefis nefesler. keşke bir nefes alabilseydim senin yerine ve her şey mükemmel olurdu ama artık buna da gerek yok! bak, bunlar güzel günler. her şeyin mükemmel olma zorunluluğu kalmadı, kardeşim okula başladı, seninle uyudum ve üstüne üstlük seninle uyandım. bunlar güneşli günler bana katıl lütfen hepsi istemekle başladı. inanmaya başlayınca dünya katlanılan bir yer olmaktan çıktı, o kat kırışıklıkları dümdüz oldu. nasıl güzel gülümsedim, keşke görseydin. yalnızken çok heyecanlanıyordum değişti her şey. evet, burada teşekkürler sana ey yaşamak, nasıl da netleşti tüm görüntü. bak işte tam olarak bunu bozacak bir şey yapmamalıyım. çünkü yaşamak arzusu beni buldu, sonra sana rastladım. şu tesadüfe baksana. zaten rastlamasaydım bir terslik var sanardım. bir rastlantı insana neler katar şaşarsın.

obsession4tae

ben senin gibi adamları iyi bilirim. bir yerinde faça izi, bir elinde şarap şişesi. ağzının kenarında saf tütün. sanki dert doğurmuş gibi, dertten doğmuş gibi bakarsınız değil mi. küfür gibidir hep şiirleriniz. kızarsınız. hırpalarsınız. bir mahalleyi yakarsınız omzunuzda raconun kan siyahı ceketiyle. ama bir kadına tutuşmaya haya edersiniz. derdini sikeyim der gibi bakarsınız hep. susunca yırtarsınız gırtlağınızı. kaybeden ağır abilerin, fıyakalı hikayeleri. bir kere beceremedim dedin mi? bir kere ben kazanmaktan korkup, savaşa girmedim diyebildin mi? yok. ben sen gibi adamları iyi bilirim. aşkı yaratmışcasına türkülerde, arka sokağında şehrin, gözünün içinde eriyen kadına kaş çatmanızdan bilirim. delikanlılığınıza toz kondurmazsınız ama kirpikleri küf tutmuş, camda yolunuzu gözleyene eve girene kadar bakmazsınız. adamlığı sizden öğrenir memleket, daha elini tuttuğunuzun çayına kaç şeker attığını bilmezsiniz. duvarlara gamzesini dokuyup, yanında kahkahasını susturduğunuz kadınların dudak büküşüne pencere indirişinizden bilirim. ben seni babamdan bilirim.

straightoheart

ben seni babamdan tanırım. 
Reply