oluciceklerinustunde

gittiğin yağmurla gel.

oluciceklerinustunde

gece yarısı. 
          asla kaçamayacağım. bu da beni deli ediyor. mutlaka, mutlaka, mutlaka bir şey yapmalıyım. kendimi dünyanın tam ortasında, küçücük bir kutunun içinde hissediyorum. dünyanın bütün ağırlığı içinde bulunduğum bu küçük kutunun üzerine çöküyor. kutu ufalıyor, ufalıyor, ufalıyor. büzüştüğünü hissedebiliyorum. bazen haykırmak istiyorum. sesim kısılıncaya kadar. ölünceye kadar. yazamıyorum. sözcükleri bulamıyorum. tam umutsuzluk.

oluciceklerinustunde

yine de üzgün hissediyorum. aslında düşününce, umrumda değil öyle çok çok. ama o yumruk göğsüne bir kere çarpınca hissi hemen geçmiyor. bir kez üzgün hissettiğinde, sebebin anlamsızlığı ağrını geçirmiyor. yine de üzgün hissediyorum, daha zamanı var, biraz daha dans edelim. kendimi daha değerli hissediyorum böyle. sadece bana ayak uydur ve hisset. çektiğim acıya dans edebilecek kimsem olmadı şimdiye kadar.

oluciceklerinustunde

beni güzel hatırla

oluciceklerinustunde

sonra toprak çekti suyu
Reply

oluciceklerinustunde

ya da bir yağmur, sel oldum sokağında
Reply