Kendinizi sevin.
Ya da sevmeyin, bu kimsenin umrunda değil.
Kimsenin umrunda değilsiniz, öyle sandıklarınızın bile.
İnsanların dediklerini umursamayın, onlar sürekli konuşurlar.
Gitmem diyenlere inanmayın, ilk giden onlar olurlar.
Sevene de inanmayın, kendini kandırır onlar.
Aynadaki yansımanızdan nefret etmeyin, çünkü en sonunda yine nefret ettiğiniz o yansıma ile başbaşa kalıyorsunuz.
Aynadakini sevdiğiniz gibi ona birşey anlatmayın.
Sadece izleyin ve sevin onu, konuşmayın, anlatmayın.
O size yardımcı olmaz, olmayacak.
Kendinize yardım edemezsiniz, etrafımızdakiler de size yardım etmez.
Demeye çalıştığım şey şu ki, kendinizi sevin ve insanlara bağlanmayın. Çok düşünmeyin. Az konuşun. Kendinizi iyi hissettirmek için elinizden ne geliyorsa yapın, çünkü bir kere düşünce o kara deliğe, bir daha çıkamıyorsunuz.
Karanlığa düşünce ayındakiyle bırakın konuşmayı bağırışıyorsunuz ve bu kafanızda büyük bir kalabalığa sebep oluyor. Kalabalık büyüyor, ve siz onca sesin arasında yalnız kalıyorsunuz.
Kimseye bağlanmayın çünkü, sizi karanlığa itmek için isteyerek ya da istemeyerek, bir çok şeyi yapıyorlar. Onlardan vazgeçmeniz gerekiyor, ve hissettiğiniz bağlılık buna engel oluyor. Yine çıkmaza düşüyorsunuz.
Çok düşünmeyin çünkü, bu kafanızın içinde büyük bir tartışmaya yol açar. İçinizdekiler kavga etmeye, bağırmaya, size yalvarmaya, bir çok kez sizin kendinize yenik düşmenizi sağlarlar.
Aynadaki o kızı ya da erkeği, her neyse artık; onu sevin.
Çünkü sahip olduğunuz tek gerçek o.
Çünkü tanrının bile bakmadığı, muazzam beden, size ait.
Onu çöpe dönüştürmeyin, ona iyi bakın.
Ona iyi bakın çünkü, tanrının verdiği tek değerli şey o'dur.
Hoşçakalın.