Selamm, en son panonuza mesajınızı uzun zaman önce yazmışsınız hala buraya uğruyor musunuz bilmiyorum ama yine de yazmak istedim. Başka uygulamada başka yazdıklarınız da var heralde ama ben "Kadın Olmak" kitabınızdan bahsedeceğim şimdi. Yazdıklarınız, farkındalığınız, savunmak istedikleriniz ve bunun için yazarak harekete geçmeniz o kadar güzel ki. Şiddetin hiçbir türlü hiçbir açıklaması, toleransı olamaz. Bu aralar çok sevilen, çok hüzünlendiren " Kırmızı Oda" adlı gerçek hayat hikayelerinden yazılmış bir kitabın dizi versiyonu yayınlanıyor. Çoğu şiddet uygulayan insanların sebepleri çocuklukta yaşadıkları, çevrelerinden gördüğü şiddet, yakınlarından hiçbir zaman sevgi görmeyişleri, ebeveynlerinin onlara öğrettikleri gibi davranmalarıymış. Hayatımızdaki çoğu şey ailemizde, büyüdüğümüz çevrede başlıyor. Hiçbir şey bilmeden doğuyoruz ve çevremizde bize aşılanan ne varsa sadece o kadarını bilebiliyoruz. Şiddet gören bir çocuk şiddet zincirini devam ettiriyor; sevgi, saygı gören bir çocuk insanlara sevgiyle, saygıyla yaklaşıyor. Evet çoğu şeyin başladığı yer ailemiz. Ama büyüyoruz . Seçimlerimizi kendimiz yapacak yaşa ve akla sahip oluyoruz . Ebeveynlerimiz sayesinde başlayan şiddet zincirlerini devam ettirmek de kırmak da bizim elimizde. Şiddet gören, sevgi bilmeyen bir çocuğun canı yandıkça" ben asla böyle bir insan olmayacağım, insanlara hiçbir türlü şiddet uygulamayacağım " demesi de kendi elinde. Ebeveylerimiz kız erkek ayrımı yapmadan , " erkek adamın erkek çocuğu olur" demeden "İNSAN" yetiştirmelidir ki daha fazla kadınlar, çocuklar, hayvanlar zarar görmesin . Keşke çevremizdeki insanların hepsi bizim gibi düşünebilseler, farkında olup dur diyebilseler; komşusu bağırırken, sokakta bir kadın dövülürken, her türlü şiddet gören insanlara karşı 3 maymunu oynamasalar.