"kendimizden korktuğumuz için başkalarını iyi insan olarak düşünmeye çalışırız. iyimserliğin temelinde yalnızca korku yatar. bizim için belki de bir nimet olan birtakım erdemleri başkasına mâl etmekle cömert davrandığımızı düşünürüz. daha çok borç alabilme umuduyla bankerimizi göklere çıkarır; kesemizi kurtarmak için dağ başındaki haydutun iyi yanlarını bulmaya çalışırız. bütün söylediklerimi inanarak söylüyorum. iyimserliği hiç sevmem."
kitapla zehirlenmeye gelince böyle bir şey yoktur. sanat, eylemi etkilemez. aksine, eylem isteğini ortadan kaldırır. oldukça güzel bir kısırlık vardır onda. insanların 'ahlaka aykırı' dedikleri kitaplar onlara ayıplarını gösteren kitaplardır. o kadar.
"kendimizden korktuğumuz için başkalarını iyi insan olarak düşünmeye çalışırız. iyimserliğin temelinde yalnızca korku yatar. bizim için belki de bir nimet olan birtakım erdemleri başkasına mâl etmekle cömert davrandığımızı düşünürüz. daha çok borç alabilme umuduyla bankerimizi göklere çıkarır; kesemizi kurtarmak için dağ başındaki haydutun iyi yanlarını bulmaya çalışırız. bütün söylediklerimi inanarak söylüyorum. iyimserliği hiç sevmem."
kitapla zehirlenmeye gelince böyle bir şey yoktur. sanat, eylemi etkilemez. aksine, eylem isteğini ortadan kaldırır. oldukça güzel bir kısırlık vardır onda. insanların 'ahlaka aykırı' dedikleri kitaplar onlara ayıplarını gösteren kitaplardır. o kadar.
yıl 1980 ve hayatım bir enkaz halinde. yağmur, güneş, rüzgar, kasırga, beni ufalasın da yeniden toprak olayım diye bekliyorum.
ancak korku beklentiyi yıpratıyor.