Renkler artık kaybolmaya, her şey şeffaflaşmaya başlamış… Zaman, mekan kaybolmuş. Bir buhar Saniye Teyzeyi sarmalamış, dipsiz bir kuyuya düşer gibi derinlere çekildiğini hissetmiş. Elinden düşen zeytinyağı damacanasından sıçrayan yağlar çoraplarından sızarak ayaklarına bulaşmış, savrulan bir cam parçası elini hafifçe çizmiş.. Zeytinyağı, şişesinden kurtulmuş önüne kattıklarıyla ağır ağır kaldırıma yayılmaktaymış. Şişeden kurtulurken , Saniye Teyze’nin de tüm pişmanlıklarını, ruhunda kopan fırtınayı, bir türlü anlam veremediği sevgisini, evliliğini ve karnındaki bebeğini de önüne katmış sürüklüyormuş…