Görücü Usulü 24.Bölüm’den kesit:
“… Balayı suiti mi lan bura?” dedi sonunda Atakan eğlenen bir gülüşle. Bahsi geçen yatağın üstünde gül yaprakları serpiştirilerek çizilmiş bir kalp ve kalbin ucunda da kafa kafaya vermiş 2 adet havludan kuğu vardı. Atakan bu kamera şakasını kim yaptıysa onu alnından öpmek istedi. Kendisi kalkışsa böyle bir ortam hazırlayamazdı çünkü.
Melih bir an durup düşündü. "Öyle görünüyor."
Belli ki bir karışıklık olmuştu.
“Dur ya bu böyle olmaz. Resepsiyona inip söyl-”
“Pfthhahaha…”
Atakan en sonunda kendini daha fazla tutamayıp kahkahayı bastığında Melih ona tuhaf tuhaf şeyler çağırıştıran ucube yatak ve tepesinde birazdan “kaderin cilvesi işte” nutku çekmeyi bekleyen taşşakçıbaşı Atakan hödüğünden kaçmak için odanın diğer tarafına, banyoya attı kendini konuşmadan. Resepsiyonun da bir çözüm olmayacağını içten içe biliyordu.
. . .
Bir de bunların üzerine, pastanın üstüne çilek niyetine, kuğu şeklinde havlu ve gül yapraklarıyla bezenmiş KING size bir yatağın bulunduğu odayı paylaşacaklardı gece.
“Ya sabııır…”
“Yalnız... Oda da odaymış. Damat beyimize bak sen! Hiçbir masraftan kaçmamış haa, takdir ettim! Şampanya bile var…Melih!! Dur hemen tribe girme lan! Önce bi resepsiyonla konuşalım aynen! Sahibi yoksa kh-kh-kh… (gülmekten konuşamıyordu) Kalırız n’olcak. Uğraşmasınlar başka oda ayarlamakla.” diye içeriden ona seslenen Atakan’ın sesindeki dalgacı tınıyı hissedince yüzünü buruşturdu Melih.
“…Yabacıyız sanki. Allah Allah!”
Atakan’ın sesi uzaktaki bir uğultu hâlini alırken, başını kaldırıp aynada -babun götüne dönmüş- kızarık suratını inceleyip lavaboda yüzüne su çarptı birkaç kez. Kimseyi inandıramazdı belki ama su tenine değer değmez çıkano COSS sesi gerçekti. Musluğu kapatınca Melih’e de bir gülme geldi sonunda. Bunların hepsi, emindi ki bir işaretti.