parvumdaemonium

ben sana meyilliyim. 

parvumdaemonium

şirin bir akşam üstü rastladım sana. yıldızlar tepemizde oynaşıyordu, sen kalem tutuyordun. terastaydın, ellerin arasındaki ince belli bardakta demli bir çay vardı. pek bir mutlu görünüyordun. daha o an anladım yazmanın seni nasıl da mutlu ettiğini. kalem tutan ellerinden tutmak istedim. çatı katılı olan, dış cephe duvarları kiremit renginde bir ev düşledim ikimiz için. delilikti, delirdim. tepemizde oynaşan yıldızlar zihnime düştü. bir dilek tuttum, sen hiç bilmedin.
          
          -jongin'den sehun'a// haziran 11, perşembe. 

parvumdaemonium

bana bir şiir oku kendi sesinden. ekmeğime biraz reçel çal canım. incir olsun, gül olsun, kayısı olsun ne fark eder? biraz biraz saçlarımı sev sonra, boşver çay ocakta fokurdayıp dursun. bak bir kedi miyavlıyor dışarıdan, az sonra içeriye alacaksın onu. bilirim de ses etmem. kedi eve girsin, evimiz şenlensin. sen bu gece iyisi mi en kallavisinden bir de kaset koy teybe, sonra gel beni biraz öp. canım, nar çiçeğim, yeter ki yüzünü bana dön hep. 

parvumdaemonium

savaş fotoğrafçısı adlı hikayem için yeni bölümü yayımladım ve bir süre ortalardan kaybolmak üzere mecburiyetten gidiyorum çünkü final haftama giriş yapıyorum ve uğraşmam gereken bir sürü ödevim var. bu sınav haftamı atlatır atlatmaz yine burada olacağım. çiçek gibi kalın lütfen, size bıraktığım her şarkıya da çok çok iyi bakın. görüşmek üzere, sizi seviyorum. 

parvumdaemonium

@zkdlinooh, çok teşekkür ederiiim.
Reply