Hayat acıdır. Belki acı bir kahveden, bağlanarak okuduğun kitabın kötü sonundan, belki en sevdiğin karakterin ölümünden daha acı hayat. Ve biz bunu yavaş yavaş fark ediyoruz. Büyüdükçe, yavaş yavaş anlıyoruz. Soluk soluğa koşarken, zaman geçtikçe soluk soluğa ağlamaya başlıyoruz. Hayatın attığı her tekmeye, her darbeye eyvallah diyoruz. Hava karardıkça, kendinle yüzleşmene daha az vakit kalıyor. Yani geceye. Herkesin yatağında mışıl mışıl uyuduğu, senin ise yaşamını sorguladığın ana. Kimimiz hayal kurarak değerlendiriyor bu anı, kimimiz hayallerden umudunu kesmiş, hayatın kendine attığı tekmeleri düşünüyor. Tekrar tekrar yiyor o tekmeleri. Kimse duymasın diye başını bastırdığı yastığın nefesini kesmesine aldırmadan ağlıyor. Ama biz bu kadar şeyi yaşarken, geceler boyunca hıçkırıklarla ağlamışken sabah uyandığımızda o mükemmel gülümsememizi takınıp, 'çok mutluyum!' mesajını veriyoruz. Arkadaş ortamında harika espriler yapıp, onları eğlendiriyoruz. Sonra mı? Sonrası aynı.
- Panemdeki papatya
- JoinedFebruary 10, 2014
Sign up to join the largest storytelling community
or
pembekurtt
Jan 31, 2019 02:37PM
Arkadaşlar Kamp'a ya da diğer hikayelerime yeni bölüm gelmeyecek, üzgünümView all Conversations
Stories by Sena
- 2 Published Stories
KAMP
174K
7.8K
36
©Tüm telif hakları saklıdır.
♚ WATR Yaz '14 En İyi Macera Hikayesi' 2.si ♚
Bir çift insan topluluğu düşünün.
...
#471 in güven
See all rankings