hayatı, kişiliği ve her şeyi benden farklı olan, birbirimizi tanımadığımız herhangi bir insanla bile kendimi karşılaştırmaktan, kendimi ezmekten ve yargılamaktan gerçekten yoruldum. bunu her yaptığımda zihnime o kadar büyük bir suçluluk yüklüyorum ki, bazen bu düşünceyi hemen silmek istiyorum ve olumlu düşünüyorum, bazen de ben ne kadar acizim, ne kadar ezik ve işe yaramazım diye düşünüyorum. kendimi değiştirmek istediğimi söylüyorum. neden değişeyim? benim nerem bozuk ya da yanlış? ben de herkes gibi bir insan değil miyim? neden normal şeyler için daha fazla çaba sarf etmem gereksin? evet yanlışlarım var ama bu, BENLİĞİMDE, KİŞİLİĞİMDE bir hata olduğu anlamına gelmez ki. bu sadece uzun zamandır süregelen bir alışkanlığım olduğu ve bununla yeni yeni baş etmeye çalıştığım anlamına gelir. bazen uygulamak için hayalini kurduğum davranışların diğer insanların normali olduğunu fark ediyorum. bu beni o kadar aciz hissettiriyor ki, yer kabuğunun en derinine inmiş kadar kötü oluyorum.
bu özgüvensizlik hep en büyük zayıflığım oldu. iyi olduğum ya da sevdiğim alanda ilerleyememek, takılıp kalmak. harekete geçmem gereken yerde donup kalmak. sonra kendimi avutmaya çalışıyorum bir de saçma argümanlarla. suçlusu kim ise kim. bilmiyorum. ama bildiğim tek şey başkalarını suçlamanın daha kolay olduğu. sonuç olarak mağdur kişi yine benim. bu yüzden kim bozduysa bozdu, düzelten yine ben olmak zorundayım. en kötüsü de bu zaten.