poetofbutterflies

Eller ellere, ruhlar ruhlara
          	uzanalım birbirimize bu parlak şafakta
          	kalplerimiz olamaz aşktan çok uzakta.
          	Gözler gözlere, düşler düşlere
          	dalalım birlikte en derin uykulara
          	ölelim gerekirse düşlerin tekinsiz sularında.
          	Kalpler kalplere, dualar dualara
          	,sözler olalım, geçen tanrıya yalvarışlarda
          	böylece birlikte oluruz en içten yakarışlarda.
          	
          	Olalım birlikte, iç içe, diş dişe.
          	Ölsek bile bir savaşta, kalsak da hayatta
          	Gitsek de uzağa, olsak da burada
          	Kaybolduğumuzda da, bulunduğumuzda da.
          	Olalım birlikte, iç içe, diş dişe.
          	-ʚїɞ

poetofbutterflies

Eller ellere, ruhlar ruhlara
          uzanalım birbirimize bu parlak şafakta
          kalplerimiz olamaz aşktan çok uzakta.
          Gözler gözlere, düşler düşlere
          dalalım birlikte en derin uykulara
          ölelim gerekirse düşlerin tekinsiz sularında.
          Kalpler kalplere, dualar dualara
          ,sözler olalım, geçen tanrıya yalvarışlarda
          böylece birlikte oluruz en içten yakarışlarda.
          
          Olalım birlikte, iç içe, diş dişe.
          Ölsek bile bir savaşta, kalsak da hayatta
          Gitsek de uzağa, olsak da burada
          Kaybolduğumuzda da, bulunduğumuzda da.
          Olalım birlikte, iç içe, diş dişe.
          -ʚїɞ

poetofbutterflies

Tapılacak kadar güzel olan şeyler;
          kaybedilecek kadar ağırlardır da
          altından kalkamadığında.
          
          Gözlerini ağrıtırlar baktığında;
          karanlığı soyarlar ışığa,
          dizlerin ağrır onlara yalvarmaktan
          sırf biraz daha kalabilmek için ışıklarında.
          Onlar gibi olmak istersin sonunda,
          ya da onları dönüştürmeyi kendi ruhuna.
          
          Güzellikleri belki hasta bir lanettir,
          kandırmaktır belki istedikleri seni
          yanıltıcı ışıklarıyla.
          Tapındığın belki bir yanılsama;
          dönüştürdüğün zihninde en ihtişamlı yalana.
          
          Kanlı bir güzellikse eğer bu,
          değer mi derinden kanamaya ? 
          -ʚїɞ

poetofbutterflies

Anısı olan eşyalar gibi
          bırakıldım sıcak bir kutuya
          daha sonra hatırlanmak için.
          Zaman geçti, seni beni aldı gitti
          Bekledim, bekledim gelmedin.
          Anı oldum, hatıra oldum; sezmedin.
          Daha sonra açtığında kutuyu, 
          baktın baktın göremedin
          çünkü sen yeni anılar peşinde koşarken
          ben çoktan gitmiştim.
          -ʚїɞ

poetofbutterflies

Eski bir evin yıpranmış perdeleri,gizler içeriyi.
          Rüzgar dalgalandırdıkça perdenin ipliklerini,
          camlardan görünür 
          içeride acı çekmekte olan ruhların sessizliği.
          
          Rutubetli duvarlar anlatamadıklarından lekeli,
          evde gezinen hayaletler geçmişlerinden 
          dertli,
          rüzgar taşıdıkça ağlarlar gecenin ezgisini.
          
          Camlara dokunan ağaç duyar iç çekişleri,
          göğüsünden söküp atamadıkları tüketir
          ruhları,
          ruhlar da uzanır ağaca, anlatırlar kalplerini.
          
          Dışardan bakıldığında terk edilmiştir evin içi,
          ama aslında dolaşır sahipsiz ruhları, 
          evin sahiplerinin.
          öylece yaşar giderler,çünkü terk edilmişliktir
                                                     onların daimi kaderi.
          -ʚїɞ

poetofbutterflies

Zaman geçiyor, tik tak.
          Saatin içindeki güller nasıl da soluyor, bak.
          Parmaklarımı uzatsam o güllere,
          ellerim değer mi yaşanamamış hayallere ?
          Yelkovan kovalıyor akrebi, ağlayarak.
          Ağıt yakıyor anlamsız geçen her ana,
          kalbi acı acı sızlayarak.
          Peşinden koştuklarımızı bize getirecek olan zaman mı, yoksa koşsam yakalar mıyım 
                                          geçmişte kalmış rüyaları ? 
          -ʚїɞ

poetofbutterflies

Zırhıma gömülen her ok çıldırtıyor beni,
          uyandırıyor göğsümde uyuyan savaşçıyı.
          Senin silahınla vuracağım seni,
          nasılsa ben öğrettim sana onu kullanmayı.
          
          Ben acımdan doğurdum o zırhı,
          öğrenene kadar çok yaralandım kuşanmayı.
          Görünür sanki bir duaymış gibi,
          öğretti bana yeni izler almamayı.
          
          Ben izlemezdim senin incinişini,
          ama sen sevmiştin zırhımı aşmayı.
          Sırf sen daha iyi hisset diye kendini,
          öğrendim zırhımı çıkarmayı.
          
          Zırhım korunmasız bırakmazdı beni olsaydı aklı,ama ben zaten öğrenmiştim savaşmayı.
          Sen o oklarla vurduğunda kalbimi, hatırlattım kendime o zırhın gerekliliğini anlamayı.
          -ʚїɞ

poetofbutterflies

Eğer her dilek, her dua
          bir damla kan götürseydi kalbimizden
          benim kalbim boş bir kabuk olurdu.
          Eğer bu yağmurun, bu nehirin suyu 
          olsaydı çaresiz gözyaşlarımdan
          ruhum susuz bir çöl olurdu.
          Eğer her çaresiz umut, inanç
          doğsaydı bizzat benim zihnimden
          aklım kaçar yıldızların olurdu.
          Eğer, eğer, eğer
          bu dünya dönseydi benim nefeslerimle 
          yorulur, olduğu yerde dururdu.
          -ʚїɞ

poetofbutterflies

Kalbinin üzerine koydum başımı;
          dinledim, dinledim, dinledim
          ama duyamadım adımı.
          Çaldım gözlerinin büyüleyici siyahını;
          izledim, izledim, izledim
          ama göremedim varlığımı.
          Yakaladım dudaklarındaki yalanı;
          okudum, okudum, okudum 
          orada buldum işte şansımı.
          
          Kalbimin üzerine koydum başını;
          duydun, duydun, duydun
          ama anlamadın adını.
          Uzattım sana gözlerimin parıltısını;
          baktın, baktın, baktın
          göremedin parıltının anlamını.
          Uzattım sana hep dudaklarımı;
          hissettin, hissettin, hissettin
          yine de bir türlü anlayamadın   
                                      aslında hiç benim olmayışını.            
          -ʚїɞ
          
          

poetofbutterflies

Alacağım seni erken gelen tatlı ölüm gibi;
          böylece götürebileceğim seni uzaklara,
          acının olmadığı diyarlara.
          Çünkü bilmiyorum acı diner mi;
          bu yüzden alacağım seni bulutlarca,
          gideceğiz yıldızların kucağına.
          Seni kalplerine alırlarsa o yıldızlar belki;
          işte o zaman sönmeyeceksin asla ama asla,
          yaşayacaksın ışığın yuvasında.
          Ben mi ? 
          Ben kalacağım sanırım burada,
          biraz söneceğim gecenin huysuzluğuyla.
          Sonra bende gelirim belki;
          sen çok ama çok yaşlı bir yıldız olduğunda.
          Uçacağım ilk yer senin yanın olacak
                         buradaki hikayemi tamamladığımda.
          - ʚїɞ

poetofbutterflies

Öfkeyle işlenmiş bir cinayet gibi,
          yıktın zihnimin derinliklerini.
          Ne kadar onarmaya çalışsam da,
          güvenim kaydı ellerimden gitti.
          
          Yok etmen gerekirken delilleri,
          durdun öylece korkmuş gibi.
          Yaptıklarını kabullenmeye başladığında,
          pişmanlık yedi bütün bedenini.
          
          Saklaman önemliydi cinayet yerini,
          sen ise geri dönüp durdun geri.
          Belki anlamazdım da,
          bırakmasaydın orada izlerini.
          
          Beceriksiz bir katil gibi,
          öldürmeye çalıştın benliğimi.
          Anlamıştım cinayet silahını eline aldığın ilk anda, beni mahvetmek istediğini.
          
          Şimdi ise bir dedektifim sayende
          ama ellerim kanlı,
          merak etmiştim çünkü 
          kalbinin olup olmadığını.
          -ʚїɞ