prazrakk

Meryem 44 bölümden alıntı:
          	
          	''Ama o gece sana arkamı dönüp gidemedim.'' Dediğinde yemeğimde olan bakışlarım ona çevrildi. Anlamsız bakışlarımın hedefi olduğunda ''Hangi gece?'' Diye sordum.
          	
          	''Dildar Hanım sana zarar verdikten birkaç gün sonra kendini gece vakti dışarı atmıştın.'' Dedi gözlerini üzerimde gezdirerek. ''Ellerini yere vura vura gözümün önünde paramparça etmiştin.'' 
          	
          	Hatırladığım anla dudaklarım titredi. ''Bir yarada kendin açmıştın bedeninde.''
          	
          	''Sonra en sonunda yaşadıklarıma dayanamayıp bayılmıştım.'' Diye mırıldandım kısık sesle.
          	
          	''Tek başına ıssız bir sokakta bayıldın. Seni orada bırakamadım.'' Dedi o anları hatırlarmış gibi gözleri dalarak. ''Evine kucağımda senle girmeye kendime yedirememiştim. Dahası sana merhamet ettiğimi yedirememiştim kendime.''
          	
          	''Hiç aklıma gelmedi biliyor musun... kendimin gittiğini düşünmüştüm. Sorgulamamıştım bile çünkü yaralarım belli etmesemde çok canımı yakıyordu. Çok kötü...'' dediğimde sonda nefesim yetmedi sanki cümlemi bitirmeye. Derin nefes alıp ''Çok kötü dövülmüştüm. Birkez bile olsun  babasından kendine karşı yüksek ses dâhi duymayan ben o gün babamın önünde acımasızca dövülmüştüm.'' Dedim.
          	
          	Eli yanağıma uzandı ne zaman aktığını fark etmediğim yaşımı sildi yanağımdan. Ardından eli yanağımı okşayarak sağ dudağımın kenarını okşadı. 
          	
          	Hatırlıyordu... dudağımın sağ köşesindeki tokattan yadigar kalan o büyük yara izinin nerede olduğunu hatırlıyordu ve acısını geçirmek ister gibi okşuyordu.
          	
          	''Geçmiş çok acımasız. Geçmişteki ben ise geçmişten çok daha acımasızmışım.'' Dedi ama bunun şimdiki anla alakasının ne olduğunu anlamadım.
          	

prazrakk

Ardı⬇️⬇️⬇️:
          	  
          	  Hissetmiş gibi cevapladı. ''İlkinde değil ama mezarlıkta gördüm. Sana saldırışını uzaktan hissiz gözlerle izledim.'' Keyifsiz bir gülüş sundu bana ardından. ''Avşar... vicdan yoksunu, zalim denilen kuzenim bile o sahneye dayanamazken ben hiçbir şey olmamış gibi izledim sizi.'' Hatırladığı bu an onu sıkıyordu. '' Söylesene Meryem, gerçek acımasız kimdi? Zalim adlandırılan Avşar mı, yoksa merhameti ve adaletiyle tanınan ben miydim?''
          	  
          	  Yalan söylemek veya susmak istemedim. 
          	  
          	  ''Sendin...''
Reply

Semanur_ileri

Özledim  meryemiiii yazarımmm :)))))

prazrakk

@Semanur_ileri  Canım bende çook özledim hatta bölümleri arka arkaya atacaktım lakin beklemediğim gelişmeler oldu.hem çalışmaya başladım hem okuyorum, hem dil kursu düşün nasıl dolu günüm. Yolda uyukluyorum o derece. Stajım birkaç aya bitecek o zaman bölümü düzenlemeye başlayacağım. Şimdi de vakit buldukça bakacağım bölüme.
Reply

prazrakk

Meryem 44 bölümden alıntı:
          
          ''Ama o gece sana arkamı dönüp gidemedim.'' Dediğinde yemeğimde olan bakışlarım ona çevrildi. Anlamsız bakışlarımın hedefi olduğunda ''Hangi gece?'' Diye sordum.
          
          ''Dildar Hanım sana zarar verdikten birkaç gün sonra kendini gece vakti dışarı atmıştın.'' Dedi gözlerini üzerimde gezdirerek. ''Ellerini yere vura vura gözümün önünde paramparça etmiştin.'' 
          
          Hatırladığım anla dudaklarım titredi. ''Bir yarada kendin açmıştın bedeninde.''
          
          ''Sonra en sonunda yaşadıklarıma dayanamayıp bayılmıştım.'' Diye mırıldandım kısık sesle.
          
          ''Tek başına ıssız bir sokakta bayıldın. Seni orada bırakamadım.'' Dedi o anları hatırlarmış gibi gözleri dalarak. ''Evine kucağımda senle girmeye kendime yedirememiştim. Dahası sana merhamet ettiğimi yedirememiştim kendime.''
          
          ''Hiç aklıma gelmedi biliyor musun... kendimin gittiğini düşünmüştüm. Sorgulamamıştım bile çünkü yaralarım belli etmesemde çok canımı yakıyordu. Çok kötü...'' dediğimde sonda nefesim yetmedi sanki cümlemi bitirmeye. Derin nefes alıp ''Çok kötü dövülmüştüm. Birkez bile olsun  babasından kendine karşı yüksek ses dâhi duymayan ben o gün babamın önünde acımasızca dövülmüştüm.'' Dedim.
          
          Eli yanağıma uzandı ne zaman aktığını fark etmediğim yaşımı sildi yanağımdan. Ardından eli yanağımı okşayarak sağ dudağımın kenarını okşadı. 
          
          Hatırlıyordu... dudağımın sağ köşesindeki tokattan yadigar kalan o büyük yara izinin nerede olduğunu hatırlıyordu ve acısını geçirmek ister gibi okşuyordu.
          
          ''Geçmiş çok acımasız. Geçmişteki ben ise geçmişten çok daha acımasızmışım.'' Dedi ama bunun şimdiki anla alakasının ne olduğunu anlamadım.
          

prazrakk

Ardı⬇️⬇️⬇️:
            
            Hissetmiş gibi cevapladı. ''İlkinde değil ama mezarlıkta gördüm. Sana saldırışını uzaktan hissiz gözlerle izledim.'' Keyifsiz bir gülüş sundu bana ardından. ''Avşar... vicdan yoksunu, zalim denilen kuzenim bile o sahneye dayanamazken ben hiçbir şey olmamış gibi izledim sizi.'' Hatırladığı bu an onu sıkıyordu. '' Söylesene Meryem, gerçek acımasız kimdi? Zalim adlandırılan Avşar mı, yoksa merhameti ve adaletiyle tanınan ben miydim?''
            
            Yalan söylemek veya susmak istemedim. 
            
            ''Sendin...''
Reply

Slmdrk10

Nihayettt ya yıllar oldu, bekleyelim, şimdiden emeğine sağlık olsun 

prazrakk

@Slmdrk10 Bende hiç böyle aralar vermek istemem ama insan kendi hayatında ufacık negatif bir şey yaşadığında ya da hem fiziki hem mental olarak yorulduğu anda hiçbir şey yapamıyor. Çok teşekkür ederim size, her zaman yılmadan sabırla bekleyen okurlarımdan birisisiniz.❤❤
Reply