promaja-

küçük prens'e 'sıradan bir çocuk kitabı' kafasıyla yaklaşan herkesin kafasını asfalta sürtmek istiyorum

promaja-

bir zahmet yapın artık.
Reply

promaja-

şanslısınız ki küçük prens ve oğuz atay'ın eserleri gibi daha nice eser sırasını bekliyor
Reply

promaja-

kısacası bir eseri yargılamak yerine önce o eseri gerçekten çözdüğünüze emin olun
Reply

promaja-

küçük prens'e 'sıradan bir çocuk kitabı' kafasıyla yaklaşan herkesin kafasını asfalta sürtmek istiyorum

promaja-

bir zahmet yapın artık.
Reply

promaja-

şanslısınız ki küçük prens ve oğuz atay'ın eserleri gibi daha nice eser sırasını bekliyor
Reply

promaja-

kısacası bir eseri yargılamak yerine önce o eseri gerçekten çözdüğünüze emin olun
Reply

promaja-

hakikaten yalnız varlık insanlar tarafından terk edilmiş olan değil, insanlar arasında acı çekendir; kendi çölünü peşi sıra panayırlarda sürükleyen mütebessim cüzzamlılık, tamiri imkansızlık komedyenliği yeteneklerini sergileyendir

promaja-

eski zamanlardaki büyük yalnızlar mutluydular, ikiyüzlülüğü bilmiyorlardı, gizleyecek bir şeyleri yoktu; bir tek kendi yalnızlıklarıyla söyleşiyorlardı
Reply

promaja-

beni yutan gecelerin düşü o gözler, kendini bilmezce merceklerinin en ortasına aldığı harelerime baka baka ağladığında diyemediğim her bir kelime dilimin ucunda, peydahladığı o karanlıkta hayal ettiği aydan kopup gelmiş o çehreye asla dokunamadığı için varlığına düştüğüm ızdırabımı anlatmaya ne söz kâfidir ne de kalem

promaja-

la petite mort, la douleur exquise
Reply

promaja-

hilkattan sancım, o dünyalara yenik düşmeyen dizlerin koşacak ya bana, diz çökecek usulca, bil ki bunun hayalini erken kurduğumdan, koştuğun topraklara dizlerimi verişimin üzerinden geç kaldığın her bir gün kalkamıyorum, seninle kalkamıyorum bu hayata
Reply

promaja-

gecelerin aynası gözlerine doğruca bakamayacağım o günbatımı anı, dudaklarıma vurduğum prangalar ağırlığı ile ayak uçlarımızda birikseydi diyecektim ki; yeminler olsun güzelliğinden bana boyun eğdiren tanrına, kaldırmaz senin göz kapakların habis şafakların bulutlarının ağırlığını, yağabildiği kadar düşmesin elmacıklarına tek damla, ellerim titrer yoksa küçüğüm, ellerim titrer severim seni oracıkta, sevgim yüzüne çarptığı sonrayı dahi beklemeyen o sabırsız an, özgürlüğe hakaret prangalar aramızda bariyer oluşturur, bir daha o içimin gittiği yüzüne bakamam diye suskunluğum
Reply

promaja-

hislerimin dolup taşmak için aradığı yerin iki dudak arasında çekingence geri dönüşü bu aptal yere olmamalıydı ama en azından gözlerine, o berrak gözlerin gördüğü her yerde kendimden izler bırakmak isteyişim normal karşılanır mı bilmem, kendimi dahi düşünmediğim zihnimin sorumlusu azıcık dahi olsa üzerine alınsın, varlığımı ararken dahi aklından çıkmayayım istedim

promaja-

işte yine oluyor, karşımdaki o hilkattan sancılandığım çehrenin antidepresan gülümsemesi
Reply

promaja-

bencilce istek lakin kaş kavisinin kenarında gördüğüm mutluluk hayatımın hiçbir yerinde uğramamışken bencilliğin hakkım olmadığını hangi mutlu insan söyleyebilir ki, söyleyenin asıl bencil olduğunu bilen mutsuzlar bana katılırken?
Reply