Bir zamanlar henüz yeni yeni kendimi keşfederken ve bir şeylerin keskin bir ayrımı olmadığını kavrarken senin ficlerine denk gelmiştim. Fic demek doğru olmaz gerçi, senin ruhunun bir günlüğü gibi daha çok. Bu denk geliş benim yaşamıma eşlik eden yollara anlamlar kazandırdı. Kaybetmeyi öğrendim. Kaybetmeyi sevdim. Yaşamayı sevdim. Lakin en hissedilesi tarafı, ruhumun varlığını kabullendim. Kendimi anlatmayı, aşık olmayı ve gerçekten sevebilmeyi öğrendim.
Belki bir gün seni hiç tanımasamda aynı sokaktan geçeriz sevgili yazar. Eğer bir denk gelişi daha dileseydim bunu dilerdim. Belki bir limonatayı içerken, belki duvardaki saate takılı kaldığımızda, belki bir aynanın karşısında veya bir sigarayı içimize çekerken karşılaşırız.
Benim yaşadığım yerde, ağostos ikindilerine aşkın gölgesi düşer.
Senin nefeslendiğin yerlerede düşsün.
Karlar ne kadar doldursada avuçlarını, üşümesin ellerin. Kaleminden taşan sözler ısıtsın parmaklarını. Teşekkür ederim, teşekkür ederiz.