Hatırlıyor musun?
Çok yakışırdın yanıma.
Belki de en çok sen yakışmıştın.
Kızıyorum sana, özellikle geceleri. Çünkü sabahları hep bir koşturma hali, gelmiyorsun aklıma. Geliyorsun ama anca radyoda "o şarkı” çalarsa. Niye geceleri diyeceksin. O bile çalmıyor artık... belki şarkılar bile bizi ayırmaktan yana hakkını kullanıyor. Bilmiyorum ama çok kızıyorum sana. Niye kızıyorum değil mi? Dün, "tam benlik" diyerek giydiğim kazağı bile bugün ihtiyacı olan birine verdim. Dün, "beni anlatıyor." diyerek dinlediğim şarkıyı bugün radyoda yine duyduğumda frekansı değiştirdim. halbuki ne çok severek giymiştim o kazağı, ne çok huzurla dinlemiştim o şarkıyı. Seni de ne çok sevmiştim. Belki sen de öyleydin. Bedenden bedene gezdin, ruhtan ruha. Belki o zamanlar benim sana ihtiyacım vardı. Belki bugün başkasının ilacı oluyor, onu ısıtıyor, onu dinliyor, ona yakışıyorsun. Kızmıyorum... nasıl kızayım? insan, sevmediği yemeği bile sırf sağlıklı diye zorla yediğinde sinir oluyor. Sana nasıl zorla, "beni sev." diyebilirim? Kızmıyorum artık... Anladım ki insan kızmadığında, özlemeye başlıyormuş meğer. Ne güzel insansın, yanımda yokken bile bir şey daha öğrettin bana.