Kalbin aşık olduğunu sanırdım önceden, kalbin duyguları yaşadığını. Kalbin mutlu olduğunu, kalbin heyecanlandığını, kalbin üzüldüğünü, kalbin sevdiğini sanırdım. Meğer kalp yalnızca acı çekermiş. Beyinmiş bütün duyguları yaşayan. Beyinmiş seven, beyinmiş aşık olan, beyinmiş üzülen, beyinmiş heyecanlanan. Acılarını çeken ise hep kalp olmuş. Kalp olmuş kırılan, kalp olmuş yorulan, kalp olmuş her şeyi yüklenmek zorunda kalan. Buna rağmen tek pes etmeyen de o olmuş bunca şeyde. Beyin vazgeçmiş, beyin pes etmiş, beyin isyan etmiş. Yorulan kalp, kırılan kalp, ağrıyan kalp hep devam etmiş atmaya. Devam etmiş acı çekmeye, devam etmiş yanmaya. Azrail dur diyene kadar hep devam etmiş çarpmaya. Ne olurdu bir kerecik de o pes etse? Ne olurdu bir kerecik de kaçsa peşini bırakmayan acıdan? Daha ne kadar kahramanlık taslayacaksın ey koca gönül, ne zamana kadar?
"Lütfen, artık pes et, ikimiz için de."