"Ah," dediğimde başını bana çevirdi. "En son ne zaman birini öptün?" diye sordum hiç hesapta yokken.
Doğru duyup duymadığını tartarcasına yüzüme baktı. Kaşları çatıldı düşünceyle. "Hatırlamıyorum," dedi, tereddütle.
"Peki, en son ne zaman öpüldün?" diye sordum bu sefer.
"Bir cevabım yok..." Duraksadı. Sonra gözleri yanağıma düştü uzunca bir süre. "...Ama biri sorunca bir cevabım olsun isterdim," dedi.
Gözlerime baktığında gözlerini kırpıştırıp yutkundu. Oysaki ben ima ettiği şeyden dolayı ne gözümü kırptım ne de yutkunabildim. Dilim dudaklarımın üzerinde ihtiyaçla gezindi. Onun cesaret edemediği, fakat benim cesaret edip yapmam için sınırlarının kapısını ardına kadar açacağını söyledi.