and you dont seem to understand ya. öylesine yani. genel. mesela romantize edebiliriz diyoruz ama kış demek güneş olmaması demek. ben enerjimi güneşten alıyorum ki. ve ne biliyim bu mevsim bana hep depresif donemlerimi hatirlatip bide üstüne hissettiriyor. sabah ağırlaşmış gözlerimle uyandığımda aklıma arkadaşımla buluşmaya yetişmek tembellik etmek gelmiyor. huzurlu gülümsemeli bi uyku falan olmuyor o. gözlerimin ağırlaşması, bana yataktan bile çıkmak istemediğim ve berbat hissettiğim, bir hiçmişim gibi hissettiğim günleri hatırlatıyor. kendim gibi hissetmedigim ve kendime düşman olduğum günleri ve yatakta tam bir hayal kırıklığı olarak ölü olduğum günleri anımsatıyor. hiç arkadaşımın olmadığı, hiç sevilmediğim, sevdiğim hiçbir şeyi sevmeyişim, yediğim hiçbir şeyde aynı tadı almayışım ve dünyanın tüm renklerini kaybedip taştan bi mezarlık gibi olduğu günleri anımsatıyor. şimdi hiçbir şey böyle değil. arkadaşım var beni sevenler var yediğim hwr şeyden zevk alıyor yaptığım her şeyi beğeniyorum. zevk alıyorum yaşamaktan. duygusallaşıp ağlamaktan üzülmekten bile bazen. hissedebildiğim ve yaşayabildiğim için. şanslı hissediyorum. yorulsam bile eve dönerken karanlıkta gülümsedigimi görebilirsiniz cunku cok mutluyum. ama işte kaybettiğim her şeyi geri aldıktan sonra bilincimin en hafif, en savunmasız anında öyle bir hatırlıyorum ki bazen o günleri tekrar her şeyi kaybetme ihtimalimden yanıyor canım. o kadar korkutuyor ki beni o zamanlar yaptığım hiçbir şeyi yapmaya cesaret edemiyorum. bana o günler gibi hissettiren şeyler istemsizce ürpertiyor beni.