Züleyha, Yusuf'a bir mektup yazmaya başlayınca, Yusuf diye başladı, Yusuf diye bitirdi. Gördü ki hitaptan öteye geçemedi. Anladı ki aşkın nâmesinde ser-nâmeden öte kelam yok. Ve Züleyha'nın lügatında Yusuf'tan öte sözcük yok.
“Nasıl olmalı güzel insan, güzel müslüman?” Dediler. Cevaba bakın: “Geldiği yere sürur ve neşe getirir, giderken de hüzün bırakır. Arkasından, ‘Ah nerede?’ denir, özlenir, aranır.”