bir şeyler olduğunu hissediyorum. kötü şeyler. her geçen gün biraz daha çürüyor ruhum. beni görenlerin dilinde "iyi misin?" sorusu. mahkeme duvarı suratım. içimde çığlık çığlığa ağlayan bir yanım var, bu soruya karşın. ama susup "iyiyim" diyorum, her seferinde. bir mum sönüyor. bir kibrit yanıyor, onu yakmak adına. çelimsiz bedenim oradan oraya savruluyor. düşüyorum ve kalkamıyorum. başım göğe dönmüyor. gülüyorum, bu ben değilim. kendi kimliğimi her geçen saniye daha çok kaybediyorum. kayıplar veriyorum. zihnimde her saat başı birileri ölüyor. aranan telefona geri dönmek gelmiyor içimden. seslere tahammül edemiyorum. susmuyor şeytanlarım. sussunlar istiyorum. annem kızıyor, sigara içiyorum diye. biraz da ağlıyor. sonra "geber" dercesine gidiyor. geberiyorum anne, görüyor musun? içtiğim her sigarayı intihardan sayıyorum. ölmeye cesaretim yok ama süründürüyorum kendimi. parmak uçlarımda kalan tütün kokusu midemi bulandırıyor. ama her gün bu saatlerde üç dal sigara yanıyor, küçük balkonumda. biraz daha savaş diyorum, kendime. az daha dayan kızım. yalan da olsa geçer de işte. ama ölme. ölüyorum, anne. gözlerine bakmaya yüzüm yok. küçük bebeğin öldü. karşında cehennemden gelme biri var. anlıyor musun beni. kaybettim kendimi. zihnimde susmayan sesler ile baş edemiyorum. her hafta gittiğim seanslar bir işe yarasın, anne. ilaçlar artık uyuştursun bedenimi, razıyım buna. ben artık ölmek istemiyorum, anne. kaçıyorum her şeyden. kendimden korkuyorum. yapabileceklerimden korkuyorum. sızlanıyorum yatağın içinde, cenin pozisyonunda. bir savaş var içimde ve ben bu savaştan nasıl sağ çıkacağımı bilmiyorum. iyi değilim, bunu itiraf ediyorum. uçurumdayım, son bir adım. benim yerime de yaşa.