bütün aşkların kitabı elinde
sevilmemiş yinlerin balosuna gitti
öylesine kalabalıktı ki,
sevdiğini anlamadı.
bütün kapıların anahtarı elinde
öpülmemiş dudakların balosuna gitti.
öyle aydınlıktı ki,
öptüğünü anlamadı.
ışıklarla örtünmüştü çıplaklık,
renklere uzandı susamış,
beyazlıklar arasında kayboldu bakışları.
gözleri yaşamıyordu artık.
şekilleri çağırmaya gitti, kandıracak.
elleri aranıyor, tutamıyordu.
elleri, elleriydi kurtaracak.
artık yaşamıyordu.
şeytan kapını çalıyor,
ölü adamın yalanını gözlerinden anlamış,
başı dik şekilde sana hayatı gösterecek.
şimdi başın dik şekilde diz çökmüşsün,
koca adam sana nereye gideceğini söylüyor,
ona iyi, tabii de
ama söylediği hiçbir şeyi yapma
oh, tanrım, cennet biliyor, biz en dibe aidiz.
pencerenden bakma denize,
inanırsın güzel olduğuna mavilerin.
renklerini kaybedersin
uzaktan
bir yatağın vardır senin,
seninledir,
uyuyunca kaybedersin.