Kalbinizin kan pompalamaktan başka bir işlevi yoksa eğer zaman tüm ruhunuzu emerek sizi bir karanlığa hapseder ve siz şeytanın kollarında uykuya dalarsınız.  

Ütopyama hoş geldin. Burası benim cümlelerimle dolu sihirli bir dünya.   

Kim olduğumu merak ediyorsan sana kendimden bahsedeyim. Anlaşılması zor, deli bir ruha sahibim. Küçük Prens kitabında şöyle bir cümle geçiyor. "İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez."  Yazdıklarımı gözlerinle değil, yüreğinle oku. Ben yazarken yazdıklarımın anlaşılması dışında hiçbir amaç gütmem.  

Kitapta şöyle bir cümle de geçiyor. "Sahibi olmayan bir elmas bulursan, o elmas senindir. Sahibi olmayan bir ada bulursan, o ada senindir. Bir buluş yaparsan patentini alırsın, buluş senin olur. Madem ki yıldızlara sahip olmak benden önce kimsenin aklına gelmedi, yıldızlar benimdir." Yazdığım cümleler, kalemimle ruh verdiğim karakterler benimdir. Onlar gerçek değiller ama hep benimle birlikteler. Kalbime ektiğim kelimelerden oluşuyor hayal dünyam. O hayalin içinden sana sesleniyorum. Sesimi cümlelerde duyabilirsin. 

Ben nerede miyim? "Ve geceleri bakarsın gökyüzüne, her şeyin çok küçük olduğu gezegenimin nerede olduğunu söyleyemem sana. Belki böylesi daha iyi. Yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. Böylelikle gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin. Hepsi senin dostun olacak." O yıldızlara bak, yazdıklarımı hisset ve anla. Ben aslında sana bu kadar yakınım.