ruh-aveda

yürüdüğüm hiçbir yolda kendime ait izler bırakmadım. nereden dönersem döneyim kendimi bulmak gibi bir kaygım olmadı. kendimi kaybetme kaygım da yoktu. ne dünya sıradanlığına ne de farklılığa koştum. ne dizginleri elime aldım ne de herhangi bir hissin altında ezildim. ne misafirdim ne ev sahibi. ben bu yavan zamanın sınırında vaktinden önce kana karışan sözler gibi.

ruh-aveda

yürüdüğüm hiçbir yolda kendime ait izler bırakmadım. nereden dönersem döneyim kendimi bulmak gibi bir kaygım olmadı. kendimi kaybetme kaygım da yoktu. ne dünya sıradanlığına ne de farklılığa koştum. ne dizginleri elime aldım ne de herhangi bir hissin altında ezildim. ne misafirdim ne ev sahibi. ben bu yavan zamanın sınırında vaktinden önce kana karışan sözler gibi.

ruh-aveda

bir ses var duyuyor musun?
          bir şeyler anlatmak istiyor...
          belki de hiç duymadığım bir dil bu...
          bazen güzel bir melodi,
          bazen hüzünlü...
          hem çok tanıdık, hem çok yabancı...
          sanki hayatın içinden ya da buraya hiç ait değil.
          bir ses var; kiminin içinde, kiminin dışında...