Gözlerimden iki damla yaş akıyor, kendime diyorum ki "sen daha kötülerini gördün, buna mı dayanamayacaksın?" sonra iki yaş daha geliyor ve anlıyorum ki artık dayanacak gücüm kalmamış.
Gözlerimden iki damla yaş akıyor, kendime diyorum ki "sen daha kötülerini gördün, buna mı dayanamayacaksın?" sonra iki yaş daha geliyor ve anlıyorum ki artık dayanacak gücüm kalmamış.
Bir şeyleri sessiz sessiz yaşadığım için suçlandım. Anlatmayı denedim, derdim küçümsendi. Derdini derdim bildiklerim yaptı hem de. Hiçbir şey yapmayacağım, hiçbir şey söylemeyeceğim. O ağır sözleri aklımın bir köşesine kazıdım, neden sessizleştin veya neden içine kapanıksın sorusuna yanıtım budur.
Çok karışığım. Bir yanım herşeyin olması gerektiği gibi olduğunu, başıma gelen herşeyi hak ettiğimi ve kabullenmem gerektiğini söylüyor. Diğer yanım ise hâlâ umutlu ve bir şeylerin düzeleceğini söylüyor. Bu ikisi arasında ben eziliyorum.
Kendime;
Sen son zamanlarda kendini aşırı yıpranmış hissediyorsun. Sanki böyle her şey üstüne geliyormuş gibi. O yüzden yapacağın her şey üzerinde bir yük bırakıyormuş ve sen onun ağırlığını üstünde taşıyormuş gibi hissediyorsun. Normalde sen sosyal bir insansın, öyle ortamlarda bulunmayı seversin ve bir sürü kişiyi tanırsın. Ama şimdilerde tek başına kalıp kafanı dinlemek istiyorsun, konuştuğun belli başlı insanlar var. Onlarla da çok fazla konuşmuyorsun. Çünkü; insanların samimi olmadığını düşünüyorsun ve bu samimiyetsizliğe daha fazla katlanamıyorsun. Bunalmışsın artık, o yüzden şu sıralar kendini dinlemen gerektiğini düşünüyorsun. Ufak çaplı depresyonda olduğunu düşünüyorsun ve belki de öyle. Biraz daha rahatlamalısın fakat bu senin elinde değil...
Bilmiyorum, kendi içimde boğuluyor gibi hissediyorum bu aralar ve inanın bazı şeyleri içime atmaktan derin bir nefes bile alamıyorum artık. Ölüm değil de yaşamak öldürüyor sanki beni, kurtulmayı bekliyorum galiba. Bana ne oldu böyle, sahi ne oldu bana? Başımı yere eğip, gözlerimi kıstığımda, verdiğim derin nefesimde görüyorum ben o tükenmişliği.
İntihar etmeyi beceremeyen insanların yüzlerine iyi bakın. Sürekli bir telaş içinde, kuytu bir köşe ararlar ölmek için. Bu köşeyi bulduklarında da bileklerini kesmek yerine oturup saatlerce hıçkıra hıçkıra ağlarlar. Bunu neden yapıyorlar biliyor musun? Çünkü; ölmek için yaşıyor olmak lazım. Bunu çok iyi anlamışlardır...
Ignore User
Both you and this user will be prevented from:
Messaging each other
Commenting on each other's stories
Dedicating stories to each other
Following and tagging each other
Note: You will still be able to view each other's stories.