Züleyha hiç nefes nefese gelmemiş gibi ,aheste aheste yaklaştı Ömer'ine doğru. Yüksek kayaların üzerinde oturmuştu yine kara yağızı sevdası.
Orman mı Ömer kokardı Ömer mi orman bilmezdi ama ,orman diyince Ömer , Ömer diyince orman gelirdi aklına .
Ormanın yeşiline inat esmerdi Ömer. Ormanın izini taşıyan bir esmer.
Yolunu mesken tutmuş ,dallarına yuva yapmış bir serçe gibiydiydiler . Bu koca Orman her şeyleri olmuştu . Tıpkı Ömer 'in Züleyha 'sı ,Züleyha 'nın Ömer 'i olduğu gibi.
İzledi biraz Züleyha hasret kaldığı Ömer'ini .
Günler olmamıştı aylar geçmemişti ,ama saatler geçmek bilmemiş bir türlü onu Ömer 'e getirecek olan zamam dolmamıştı. Belki gün, ay değildi ama yıl gibiydi bu geçmek bilmeyen saatler.
Ömer'in ormanın yeşiline inat simsiyah gözleri vardı. Ormanın zifiri karanlığı gibiydi gözleri. Derinlerine inersen rastyacağın bir siyahlık.
Sıra sıra dizilmiş , ok gibi kirpikleri ,kirpiklerine gölge olan uzun kavisli kaşları vardı.
Her bir santiminde parmaklarını gezdirmeyi ,parmaklarının hafızasına kazımayı çok severdi.
Parmaklarının hafızası varmış . Ömer 'i öyle derdi.
Yavaş yavaş indi gözleri Ömer'in yanık teninde sefer yapıyordu adeta . Tek bir milimini bile kaçırmak istemiyordu gözleri .
Yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi Ömer'in . İçinde uyanan tüm duyguları yüzüne yansımıştı işte.
Biliyordu gelmişti Züleyha 'sı etrafa yayılan onun kara gül kokusuydu. Bir tek Züleyhasında vardı bu koku. Tek ve ona özel en nadide çiçekti.
Attığı adımdan tanırdı o Züleyha 'sını.
Züleyha baktı uzunca o çukurlara seyirlik bir gün batımına. . Ardından açan akşam sefasına.
Geceye aşık bir çiçekti akşam sefası. Hep geceleri açar ,geceye olan aşkını itiraf ederdi böylelikle
Evett aklıma geldi birden yazayım dedimmm.
Merak edenler burdayım canlarım hiç bir yere gitmedim.