"Ben... Ne yaptıysam senin için yaptım. Ailemiz için yaptım." King, masada öylece oturmuş, başını önüne gömmüştü. Kadın tam karşısındaydı. İsterse gözlerinin içine bakabilirdi ama yapamıyordu. Yüzü yoktu çünkü.
Ta ki çakmak sesini duyana kadar. Hızlıca başını kaldırıp ona baktığında elinde sigara, kan çanağı olmuş gözlerle duvara kitlenmiş bir Donna gördü. Kan çanaklarını görmeyi bekliyordu. Ama elindekini değil.
Adamın gözleri şaşkınlık ve üzüntü ile karışık biçimde, bir izmarit bir de izmariti tutan arasında gidip geldi bir süre.
"Sigaraya mı başladın?" diye sordu, sanki hayatlarındaki tek sorun buymuşçasına.
"Evet, n'olmuş?" Gözleri hala boş duvardaydı. Yanan izmaritten bir fırt aldı.
King, önce ne diyeceğini bilemedi. Haddi yoktu ama sorgulamak istiyordu. "Sevmiyordun ya, ondan..." dedi, çekingenlik dolu bir sesle.
Kadın, konuşmanın başından beri duvara dikmiş gözlerine sonunda karşısındaki adama çevirdi. Yüzünde buruk bir tebessüm belirdi. "İnsanlar değişir."
King'in kaşları kendisine çarpılan lafla hafiften çatıldı. Donna'nın eninde sonunda konuyu yine buraya getireceğini zaten biliyordu. "Evet-" dedi başıyla karşısındaki kadını onaylayarak. "İnsanlar değişir."