sardunyamevsimi
seni iki metrelik mezara sığdırdıklarından beri ben yerin bin kat dibindeyim.
sardunyamevsimi
gülümsettin. artık hiçbir isteğim yapılmadığında gülümseyebiliyorum. kaç altı yaş devirdim ruhumda bir görsen rakamların utandığını hissederdin. birçok şeyi hissettiğini biliyorum, ellerin saçlarımda hissediyorum. ama benim bilmediğim ve nasıl hissedeceğimi ön göremediğim şeyler varmış, bunu da geç fark ettim yine. annem gündüz bana "ali, artık babandan umudunu kesti." dediğinde her şey durdu. "hiç sormuyor. ne düşünüyor acaba?" diye sorduğunda her şey soldu. baba. ali'nin düşleri parçalanıyor, hissediyorum. peki sen, sen bunu hissediyor musun? n'olur bu duyguyu hiç bilme. olur mu? bu gece n'olur gözyaşlarımı silme. olur mu?
•
Reply
sardunyamevsimi
hissediyorum. bi' yerde ellerim uzanıyor sana, bi' yerde benimlesin ama bazen o kadar ufalıyorum ki seninle hiç yaşamamış gibi hissediyorum. attığın izmarite kadar alıp gittiğini ve sana ardında beni bıraktığını hatırlatıyorum. gözlerimi açtım, farkındalıklar kazandım. hayatıma keşkeler eklendi. kızma ama sigarayı da arttırdım, zaten çoğu şey sarpa sarıyor o yüzden bunu görmeyelim olur mu? biliyor musun, her gün "atlatıyorum!" diye kendime yinelemelerimin aslında atlatma değil de üstünden atlama olduğunu fark ettiğimden beri daha suskunlaştım ve biliyor musun? ali okula başladı -bu cümle görüşümü bulanıklaştırdı- şey, ali'yi beraber okula götürelim mi? hissediyorum, üzülme. n'olur. annem ellerini en az senin kadar sıkı tutuyor. benim ellerimden de sen tutar mısın? yine çok şey istedim ama biraz da sarılır mısın? hissediyorum. otogardaki ılık gözyaşlarını, sarılışını unutamıyorum. o günden sonra hiçbir akşam seferlerine gitmedim. 'o' günden sonra ne yapılır bilemedim. dağıldım. kollarım, bacaklarım ve de başım; her biri farklı yerlere kayboldu. onlarla tekrardan bir olmak istiyor muyum bilmiyorum. zaten genel olarak pek de bir şey bilemiyorum ben. çoğu şeyden uzaklaştım, birçok şeye evrildim. yine kızmazsan.. beni tanımamandan korkuyorum ama bilirsin ben birçok şeyden korkarım o yüzden buna aldırma. düşündüm de bilmediğin birçok şey var. gelsen de çayını demleyip büyük bardakta hazırlasam ardından zift gibi gözüken kahveni getirsem ve günler devam etmiyormuşçasına, uzun uzun konuşsak. biliyorum, ben yine çok konuşurum sen dinlersin hep. eminim bazen benden kopar, kendi zihninde gezinirsin. hey, bana da yer ayırır mısın? bugün altı yaşıma uğradım, bu bitmeyen türlü isteklerim ondandır. elimden tutuyordun, aylık oyuncak alma hakkımı karşılamaya gidiyorduk. sana sarılma hakkımı da karşılamaya gidelim mi ve ne hakkım kaldıysa hepsini sende kullanalım mı?
•
Reply
sardunyamevsimi
sen olsaydın belki de bunların hiçbiri yaşanmazdı, kalbim ayazda kalmazdı, bahçeme dolu vurmazdı, çiçeklerim boyunlarını feda etmezdi. ama şimdi böyle ellerim boş, kendinden başka her şeyini yitirmiş feryatlar eşliğinde kendini de yitirmeyi bekleyen bir anne gibiyim. ruhum çürümekte ve zihnimin kanlı parçalarıyla ağırlaşıyor omuzlarım. olmamanı hiçbir yokluğa sığdıramıyorum, hepsinde yaşama eğreti duran bana benziyorsun fakat sen daha güzelsin, hep güzeldin. aramıza sadece biraz zaman sıkışmış çünkü sonumun yakın olduğunu hissediyorum. kendime vedam sana kavuşmam olacak biliyorum bunun bilinciyle biraz gülümseyebiliyorum. inanır mısın artık korkacak bir şeyim kalmadı her hissimi yitiriyorum tek tek. inanamayacağın pek çok şey var aslında ama bazılarını içime gömeyim olur mu? ruhunu acıtmasın. sen olsaydın belki de ben, belki daha inançlı biri olurdum. yuvamıza hayat dokunurdu sen dokunurdun, tutardın ellerimizden her şeyimizi yitirmiş ama eskisinden daha umutlu yollar üstünde yürürdük. adımlarımızın ardından inanç meyveleri bırakırdık erikler gibi yemyeşil. sen olsaydın annem sıcak, sımsıcak gülümsemesiyle içimizi ısıtırdı fakat sen yoksun ve annem artık gülümsemiyor.
•
Reply