Akşamüstülerini seviyorum,beni tanımaya çalışan küçük insanları, belki biraz çocukları seviyorum çünkü kolay kandırılıyorlar, sonra kendimi seviyorum bazen erken kalktığım sabahları seviyorum ya da herhangi bir haziran sabahını. Denizi seviyorum, yağmuru seviyorum, nisanı seviyorum çok üzerine düşünmezsem dostlarımı seviyorum. Sıcak havayı, kedileri, kitapları, kahverengiyi, gülümseyen yaşlıları, tesadüfen tanıştığım insanları, bazen ailemi bazen hayatlarına dahil olamadığım insanları. Çizgi filmleri seviyorum mesela, dinlerken kendimi kaybettiğim şarkıları. Veda edemediğim akrabalarımı, kendime küstürdüğüm arkadaşlarımı, çok nadir babamı canım sıkıldıkça yazmayı, sohbet etmeyi hatta şarkı söylemeyi ama birinin yanında şarkı söylemeyi sevmiyorum. Panoyu günlüğüm gibi kullanmayı seviyorum, birilerinin yazdıklarımı okuyup onunla aynı acıları paylaştığımı bilmesini ve yalnız olmadığından emin olup rahatlamasını seviyorum. Eşyalarımı kaybedip yıllar sonra bulmayı çok seviyorum, sevemediğim tek şey her zaman ben olacağımı biliyorum ama sorun değilmiş gibi hissediyorum