saveyourtearss-
"Çirkin bir suratı vardı. Evet, fazlasıyla çirkindi. İnsana ilk bakışta yüzünü çevirme isteği doğurtuyordu. Küçük ve yakın gözleri, esmer ve buğday arasında kalmış teni, şekilsiz burnu ve yüzünün her tarafını kaplamış sivilceleriyle adeta kaderin tüm parmakları benim üzerimde diyordu. Sıska, hatta çelimsizdi. Dişleri ne beyaz ne sarıydı. Bodur, fena sesli bir mahluktu. Sürekli yalan söylerdi. Dikkatlerin üzerinde olmasını sevdiği için hep masallar uydururdu. İçindeki kasvet, haset, kin ve daha bir çok fena duygu barındırıyor, bunları dışına vurmaktan çekinmiyordu. Tanrı onu böyle yaratmamıştı, hayır; tanrı çirkin bir şey meydana getirmezdi. Bu onun kendi elleriyle yaptığı bir şeydi. Ruhunun karartısını dışına vurmuştu. İşte böyle biriyle konuşmak zorundaydım. Aynı masada yemek, aynı odada uyumak zorundaydım. Böyle bir insanla 4 yılımı tüketmek zorundaydım"
saveyourtearss-
Ah Tanrım ne olur, ne olur beni bundan kurtar! Beni buradan, bu insanların arasından kurtar! Zavallı ben, gerçekten de burda kaldığım sürece bir zavallı olmak zorundaydım.
•
Reply